28 Temmuz 2008 Pazartesi

Sözcükte Anlam Bilgisi

Anlam Bilgisi
Sözcükte Anlam Özellikleri
Temel Anlam: Bir sözcüğün zihinde uyandırdığı ilk anlama
Temel Anlam adı verilir. Sözlük anlamı da denir.
Örnek:
Çocuk ağzını bir peçeteyle sildi.
Kuru yapraklar teker teker dökülüyordu.
Bütün gücüyle sırtına vurdu.


Yan Anlam: Bir sözcüğün temel anlama bağlı olarak kazandığı
yeni anlamlara Yan Anlam adı verilir.
Örnek:
Mağaranın ağzınıkayalarla kapattı.
Üç çocuklu bir aileye bakıyordu.
Dağın sırtına doğru çıktık.

Not: Bir sözcüğün temel ve yan anlamları o sözcüğün
Gerçek Anlamını verir.

Not: Bir sözcüğün temel anlamlarıyla yan anlamları
arasında bir anlam bağı bulunmalıdır.




Soru:
Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük gerçek anlamı dışında kullanılmıştır?
A) Ortalık ağarırken ben ve arkadaşım yorgun adımlarla konaktan çıktık.
B) Bu sırada şişeyi devirmiş balık yağı da yere dökülmüştü.
C) Ordumuzun atılışına düşman, ancak iki gün dayandı.
D) Yapılan haksızlıklar karşısında iyice dolmuştu.
E) Kollarını, bacaklarını ovuyorlar, yüzüne tokat atıyorlardı.

Mecaz Anlam: Bir sözcüğün zamanla gerçek
anlamından uzaklaşarak kazandığı yeni anlamlara
“Mecaz Anlam” denir.
Mecaz anlamda kullanılan sözcükler genellikle “Soyut” anlam kazanır.
Örnek:
Evine bağlı bir adamdı. (Ev: Aile)
Dünya yeni bir ekonomik bunalımın eşiğindeydi. (Eşik: Başlangıç Noktası)
Güzel hayatımız bir göz açıp kapayışta eridi. (Erimek: Yok olmak, bitmek)

Alıştırma: Yüzmek sözcüğünü temel, yan ve mecaz anlamında kullanınız.
Ayak sözcüğünü temel, yan ve mecaz anlamında kullanınız.

Alıştırma yanıtı:
Buradaki küçük gölde çocuklar her sabah yüzerdi. (Temel anlam)
Toz içinde yüzen kitaplara yazık oluyordu. (Yan anlam)
Uzun zamandan beri borç içinde yüzüyordu. (Mecaz anlam)
Ayağımağrıyor. (Temel anlam)
Masanın ayağı kırılmış. (Yan anlam)
Bırak bu ayakları. (Mecaz anlam)
Soru: Aşağıdakilerden hangisinde soğuk sözcüğü
ötekilerden farklı bir anlamda kullanılmıştır?
A) Soğuk havaya karşı hiç direnci yoktur.
B) Arkadaşının böyle soğuk davranmasına çok üzülmüştü.
C) Yaz kış soğuk suyla yıkanmayı alışkanlık haline getirmişti.
D) Artık soğuk ve yağışlı günler başladı.
E) Güneşli ama soğuk bir günde yola çıktılar.



Soru: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcük
mecaz anlamıyla kullanılmıştır?
A) Gelecek hafta bugün yine buluşalım, dedi.
B) Az önce beyaz bir at üstünde gelin göründü.
C) Çocuğunu uyutmak için odaya götürdü.
D) Bu boş sözleri dinlemekten bıkmıştı.
E) Akrabalarını görmek için onlarla konuşmak istiyordu.
(1995-ÖSS)

Terim anlamlı Sözcükler: Bir sözcüğün bilim, sanat, spor ya da meslek
alanına özgü kavramları karşılığında kazandığı anlama “Terim Anlam” adı verilir.

Örnek:
Doğru haber veren gazeteler de var. (Gerçek anlam)
İki noktadan tek doğru geçer. (Terim anlam)

Olaya bir de şu açıdan bakalım. (Mecaz anlam)
İkizkenar üçgenin taban açıları eşittir. (Terim anlam)
Soru: “Nokta” sözcüğü aşağıdakilerden hangisinde terim
anlam kazanmıştır?
A) Bütün olacakları en ince noktasına kadar düşünmelisin.
B) Noktadan sonra daima büyük harf kullanılır.
C) Biraz da konunun o noktasına deyinelim.
D) Hepsi bir noktada toplanıp harekete geçti.
E) Söze nokta koyup toplantıyı bitirelim.



Sözcükler Arası Anlam İlişkileri

Eş Anlamlı Sözcükler: Yazılışları ve söylenişleri farklı olduğu halde
anlamları aynı olan sözcüklerdir. Eş anlamlılık çoğunlukla Türkçe
sözcüklerle dilimize yabancı dillerden girmiş sözcükler arasında
görülen ilişkidir.

Örnek: Pay – Hisse Yabancı – El Uyum - Ahenk
Yanıt - Cevap Çağrı – Davet Kavram – Mefhum


Zıt Anlamlı Sözcükler: Anlamları birbirinin karşıtı olan sözcüklerdir.
Her sözcüğün karşıtı olmayabilir.
Örnek: az – çok ağlamak – gülmek uzak – yakın

Not: Sözcüklerin karşıt anlamı kullanıldığı cümleye göre değişebilir.
Örnek: Sakin bir kent- Kalabalık bir kent
Sakin bir çocuk – Yaramaz bir çocuk
Soru : “Bu yemek kuru olmuş.” cümlesinde kuru sözcüğünün
zıddı aşağıdakilerden hangisidir?
A) Bu yemek güzel olmuş.
B) Bu yemek harika olmuş.
C) Bu yemek lezzetli olmuş.
D) Bu yemek sulu olmuş.
E) Bu yemek acı olmuş.


Not : Sözcüklerin zıt anlamı ile olumsuz anlamı birbirinden ayrıdır.

Örnek: Ayakkabılarının bağını bağladı.
Ayakkabılarının bağını çözdü. ( Zıt anlam )
Ayakkabılarının bağını bağlamadı. ( Olumsuz anlam)



Soru: “ Bu iki ülke arasındaki ilişkiler ,bir süre sonra gerginliğe dönüştü.”
cümlesinde “gerginlik” yerine hangi sözcük getirilirse cümle
eskisine göre karşıt anlam kazanır?
A) Gevşeme
B) Genişleme
C) Yakınlaşma
D) Yumuşama
E) Bütünleşme



Eş Sesli ( Sesteş ) Sözcükler: Yazılış ve söylenişleri aynı fakat aralarında
anlam ilişkisi olmayan sözcüklere “Eş Sesli Sözcükler” adı verilir.
Örnek: Ak koyunun kara kuzusu da olur.
Kara görününce tayfalar sevindi.

Kırılan dal suya daldı.

Not: Dilimizde düzeltme işareti ( ^ ) olan sözcüklerde
sesteşlik özelliği aranmaz.
Örnek: Hava soğuktu kar yağıyordu.
Bu seneki kârımız iyi.

Not : Temel anlam- yan anlam ve gerçek anlam- mecaz anlam
ilişkisi olan sözcüklerde eşseslilik aranmaz.

Örnek: Adam tatlı elmaları sepete koydu. (Temel anlam)
Çocuk saflığıyla tatlı bir uykusunda idi. ( Mecaz anlam)
Yukarıdaki sözcüklerde eşseslilik aranmaz.

Yakın Anlamlı Sözcükler: Anlamları bakımından birbirine yakın olan
fakat aynı anlamı taşımayan sözcüklere “Yakın Anlamlı Sözcükler” denir.
Sözcüğün yakın anlamlısı kullanıldığı cümleye göre değişebilir.

Örnek: Çocuk ailesinden ayrıldı.
Çocuk ailesinden uzaklaştı.

Sevinmek – gülmek ağlamak – üzülmek
Güzel – hoş ince - zayıf
Soru: Aşağıdaki cümlelerin hangisinde altı çizili sözcükler
anlamca birbirine en yakındır?
A) Bir süre sonra kendisi de bu akımın, bu tartışmanın içinde yer almıştı.
B) Bu kitapları, belirlediğiniz ölçüye göre seçin, ayırın.
C) Kendisine yapılan bu haksızlığı, bu saygısızlığı içine sindiremiyordu.
D) Bütün bunları kendisinin yerine, önüne geçmek isteyenler düzenliyordu.
E) Bu makineler ötekilere göre daha kullanışlı, daha pahalıdır.
(2001- ÖSS)

Uzak Anlamlı Sözcükler: Karşıt gibi görünmesine rağmen gerçekte karşıt olamayan sözcüklere “ Uzak Anlamlı Sözcükler” adı verilir.

Güzel
(Yakın anlam) (Zıt anlam)
Hoş Çirkin
(Uzak anlam)


Genel ve Özel Anlamlı Sözcükler: Daha çok varlığı kapsayan, anlatan, aynı kavramları topluca düşündüren sözcüğe “Genel Anlamlı Sözcük” denir.

Örnek: Kitap en iyi dosttur. (Bütün kitapları kapsıyor)

Tek bir varlığı kapsayan, tek bir varlığı düşündüren sözcüklere
“Özel Anlamlı Sözcük” adı verilir.

Örnek: Kitap, anlatımındaki açıklıkla karmaşık bir sorunu
kolay anlaşılır hale getirmiş.
Örnek: Okul – Sınıf – Sıra (Genelden özlele)
Sıra – Sınıf – Okul (Özelden genele)


Alıştırma: Önce harfleri, sonra heceleri, daha sonra da sözcükleri tanımıştık.
Yukarıdaki sözcükler nasıl bir anlatım sırası izlemektedir?


Soru: Aşağıdaki cümlelerde altı çizili sözcüklerden hangisi,
bir varlık türünü bütünüyle anlatacak biçimde kullanılmıştır?
A) Roman, insanların sorunlarını ele alıyor.
B) Oyun, yarın son kez oynanacak.
C) Anne, dünyanın en güzel varlığıdır.
D) Sınav, Eylüle kalmış.
E) Masa, bir yığın kitapla doluydu.


Soyut ve Somut anlamlı sözcükler: Beş duyu organımızdan birisiyle
algıladığımız varlıklar “Somut”tur.

Örnek: Hava çok soğuktu.
Müziğin sesini kıs.

Beş duyu organmızıdan birisiyle bile algılayamadığımız; ancak
varlığından emin olduğumuz varlıklar “Soyut”tur.

Örnek: Onun cesaretine hayranım.
Duyguları çok karışıktı.
Not: Bir sözcüğün somut mu soyut mu olduğu cümle içindeki
kullanımına bağlıdır.
Örnek: Bu yıl gözünden ameliyat olacakmış. ( Somut)
Sende de ne göz varmış kardeşim, hiçbir işin rast gitmiyor. (Soyut)

Soru
“Anlam genişlemesi yoluyla somut anlamlı bir ad, bir de soyut
anlam kazanabilir. Örneğin, somut anlamıyla ‘geçilen yer’
demek olan yol kelimesi yöntem anlamına gelerek soyut bir
anlam da kazanmıştır.”

Böyle bir anlam değişmesini örneklendiren kelime,
aşağıdakilerden hangilerinde kullanılmıştır?

A) Bunu yapmaya yürek ister, bu her babayiğidin harcı değil.
B) Bu gördüğün bulutlar, yağmur yüklü bulutladır.
C) Bu dağlar, geçit vermez sarp dağlardır.
D) Ağaçlar ilkyazda bir gelin gibi donanırlar.
E) Yapının güzel bir görünümü vardı; taş dantel gibi işlenmişti.



Nitel ve Nicel anlam: Sayılabilen, ölçülebilen değeri bildiren anlama
“Nicel Anlam” adı verilir.

Örnek: Eve gelince bir tabak yemek yedi. (Miktarı bellidir)
Yüksek dağlar karlıydı. (Ölçülebilir)

Ölçülemeyen değeri bildiren anlama “ Nitel anlam” adı verilir.

Örnek: Bu çok lezzetli bir yemek. (Göreceli özellik)
Güzel bir filmdi. (Kişiye göre değişir)

Not: Sözcük, kullanımına göre nitelik ve nicelik anlamı bildirebilir.

Örnek: Merkeze yakın bir semtti. (Nicel anlam)
Yakın arkadaşlarımdan biriydi. (Nitel anlam)

Alıştırma: Hafif sözcüğünü nitel ve nicel anlamlarda kullanınız.


Alıştırma yanıtı: Bu paket daha hafif, sen bunu taşı. (Nicel anlam)
Dün gece hafif bir rahatsızlık geçirmiş. (Nitel anlam)


AD AKTARMASI

Bir sözcüğün benzetme amacı güdülmeden başka bir sözcüğün yerine kullanılmasıdır. Buna Düz Değişmece ya da Mecaz-ı Mürsel adı verilir.

İç-dış ilişkisi: Bir varlığın dışı söylenerek içi ya da içi
söylenerek dışı kastedilir.

Örnek: Evi gelecek hafta taşıyoruz. (Evin eşyalarını)
Çayı ocağa koyuver. ( Çaydanlığı)


Bütün-Parça İlişkisi: Bir varlığın bütünü söylenerek parçası,
parçası söylenerek bütünü kastedilir.

Örnek: Sokağın ilk girişindeki apartmanda oturuyorum. (Apartmanın dairesi)
Herkes başının üstünde bir çatı olmasını ister (Ev)

Somut-Soyut İlişkisi: Soyut bir kavram söylenerek somut
bir varlık kastedilir.

Örnek: Düşük bir maaşla beş canı besliyor. (İnsan)

Sanatçı-Eser İlişkisi: Sanatçının adı söylenerek eseri
ya da eserleri kastedilir.

Örnek: Biz Yahya Kemal’ i okuyarak yetiştik. (Romanını)

Yer (Şehir, Kasaba, Köy)- İnsan İlişkisi: Yer adı söylenerek
insan adı kastedilir.

Örnek: Takımı şampiyon olunca tüm Adana bayram etti. (Şehir halkı)
Törende bütün kasaba meydanda toplanmıştı. (Kasaba halkı)

Şehir-Yönetim ilişkisi: Bir ülkenin başkenti söylenerek
yöneticileri kastedilir.

Örnek: Ankara bu olayda duyarsız kaldı. (Devlet yöneticileri)


Yön-Bölge, İnsan İlişkisi: Yön adı söylenerek o yerde
oturan insanlar kastedilir.

Örnek: Batı’nın tavrını anlamak güç. (Avrupa ülkeleri)


Bir Kap Söyleyip İçindekileri Çağrıştırma:

Örnek: Bardağını bitir de sana çay doldurayım. (Çayını bitir)



Soru: Marmara’da her yelken
Uçar gibi neşeli

Yukarıdaki dizelerde olduğu gibi , kimi sözler benzetme
amacı gütmeden kendi anlamı dışında kullanılır.

Aşağıdaki dizelerin hangisinde bu örnektekine
benzer bir kullanım vardır?
A) Dalgalan sen de şafaklar gibi ey şanlı hilâl.
B) Ben ezelden beridir hür yaşadım hür yaşarım.
C) Etmesin tek vatanımdan beni dünyada cüda.
D) Bastığın yerleri toprak diyerek geçme tanı.
E) Kim bu cennet vatanın uğruna olmaz ki feda.
(1995-ÖSS)


DEYİM AKTARMASI

1. İnsana Özgü Kavramların Doğaya Aktarılması:

Örnek: Ovadaki bütün çiçekler el ele tutuşmuş,
hep bir ağızdan şarkı söylüyorlardı.


2. Doğaya Özgü Kavramların İnsana Aktarılması:

Örnek: Kalbim yırtılıyor her nefesimde.
Bedir’ in aslanları ancak bu kadar şanlı idi.
Dalgalanır deli gönül şafakta.


3. Doğayla İlgili Kavramların Doğaya Aktarılması:

Örnek: Karlar uçuşurdu camlarda.
Rüzgârlar ulurdu sabaha kadar.


4. Bir Duyunun Diğer Duyuya Aktarılması:

Örnek: Hâlâ aklımda onun sıcak gülüşü, tatlı bakışı. (Dokunma-Görmeye)
Nasıl unutabilirim o yumuşak konuşmayı. (Dokunma-Duymaya)
Sokaktan acı bir fren sesi geldi. (Tatma-Duymaya)
Onun keskin bakışları hepimizi korkuttu. (Dokunma-Görmeye)

Soru: ( I ) Sonbahar, kendisinden sonra gelecek kış mevsiminin gizli telaşını yaşatıyor doğaya. ( II ) Amasra’ da bir Roma yapıtı olan Kuşyakası Yol Anıtı sarı bir örtüyle kaplanıyor. ( III ) Hasankeyf’ teki Artukoğulları zamanından kalma cami, minaresindeki son leyleği yolcu ediyor. ( IV ) Kaçkarlarda yağmur fazla mesai yapıyor. ( V ) Bolu Dağları’nda, Istrancalarda gezinirken yerlerde ağaç gövdelerinin hüzünlü yüzlerini, acılı bakışlarını görüyoruz.

Bu parçanın numaralandırılmış cümlelerin hangisinde
insana özgü bir nitelik doğaya aktarılmamıştır?

A) I B) II C) III D) IV E) V
(2001-ÖSS)

0 yorum:

Sözcükte Anlam Bilgisi ~ Edebiyat Öğretmenim -Edebiyat Dersi