(1898 İstanbul, 1957 Ankara) Türk Edebiyatında modern anlamda deneme türünde eser veren ilk eleştirmen ve yazar olarak kabul edilir. Ataç 4000'nin üzerinde yazı yazmış ve onlarca kitabı da Türkçe'ye kazandırmıştır. Asıl adı Ali Nurullah Ata'dır. Hammer'in tarihini Türkçe'ye çeviren Mehmet Ata Bey'in oğlu, milletvekilliği ve gazete yazarlığı ile bilinen Galip Ataç'ın da kardeşidir. İlkokuldan sonra Galatasaray Lisesi'ne başladı (1909-1913). Dördüncü sınıftayken okuldan ayrıldı. Öğrenimini sürdürmek üzere İsviçre'nin Cenevre kentine gitti. Babasının ölümü üstüne Türkiye'ye geri döndü.
Ataç, devrinin geçtiğine inanmakla beraber Divan edebiyatıyla yakından ilgilendi. En sevdiği edebi tür şiirdi. Eski Türk Edebiyatı'nın yanı sıra 18. ve 19. yüzyıl Fransız Edebiyatını da çok yakından ve derinlemesine takip ederdi.
Ataç'a göre bir aydının görevi toplumun düşünce ve beğeni bakımından yükselmesini sağlamaktı. Ona göre Avrupa'nın bugünkü gelişmişlik düzeyine ulaşmasında edebiyat çok büyük bir etkendi. Bu yüzden okullarda Yunanca ve Latince öğretilmesi taraftarıydı. Öz Türkçe'nin her zaman önde gelen savunucularından olmuştur. Bazı yazılarında özellikle devrik cümle kurarak ve Türkçe'ye yeni kelimeler katarak dilin değişimine katkıda bulunmaya çalıştı.
Ataç yeni bir kültür ve edebiyat arayışı içindeydi. Türk Devrimi onun için ulusal benliği koruyacak bir Batılılaşma olmalıydı. Anatole France'in etkisinde eleştirinin bir sanat olduğuna inanırdı. Ataç'a göre eleştirmenin görevi yapıtı kendi değer yargılarına göre değil, yapıtın yaratılışındaki anlayışa göre ele almalıydı.
Kadın konusunda özel bir hassasiyeti vardı ve medeniyet göstergesi olarak kabul ederdi. "Kadınları küçümsemiş, romanlarında, oyunlarında, ilginç birer kadın yüzü yaratamamış yazarlar arasında gerçekten büyük yazar denecek yazar yoktur. Lacos'a, Balzac'a, Stendhal'e, Tolstoy'a Dostoyevski'ye bakın... Hepsi de kadınları anlamış, anlamaya çalışmış, kadının gücünü ve büyüklüğünü görmüştür. "Türk edebiyatından Orhan Veli, Nazım Hikmet ve Yahya Kemal usta olarak kabul ettiği isimler arasında yer alır.
Ataç'a göre, Batı şiirini Türk edebiyatına ilk getiren Ahmet Haşim'di. Ancak Haşim eski şiirin kökenlerinden yeterince faydalanmadığı için yapıtları etkisiz kalmıştı. Ahmet Haşim'in "Göl Saatleri" üzerine yazdığı ilk yazısı Dergah'ta yayımlandı. 1927 yılında R.Grousset'in "Asya'nın Uyanması" adlı eserini Türkçeleştirdi. 1928-1930 yılları arasında Ankara Orta Muallim Mektebi'nde Edebiyat, Sanat Tarihi ve Fransizca dersleri verdi. 1930 yılında A. Maurois'in " Genç Verter'in Istırapları" eserini çevirdi.
1935 yılında "Fransızca-Türkçe Resimli Büyük Dil Klavıuzu" adlı iki ciltlik sözlüğün hazırlanmasına büyük katkıda bulundu. 1939 yılında Ballantyne'nin "Mercan Adası" adlı kitabını çevirdi. 1940'da Alain Fournier'in "Adsız Köşk", Balzac'ın "İki Yeni Gelinin Hatırıları" vee Vildrac'ın "Dünya Gözüyle" adlı eserlerini dilimize kazandırmıştır. Dostoyevski'den "Kumarbaz", Sophokles'den "Oidipos Kolonos'ta", Stendhal'dan "Kırmızı ve Siyah" adlı eserler çevirleri arasında yer alır. 1945 yılında "Ezop'dan Masalları" dilimize kazandırdı. 1945 yılından sonra Basın Yayın Umum Müdürlüğü'nde yayın şefliği yaptı.
1946 yılında "Günlerin Getirdiği" adlı eserini yayımladı. 1947'de Plautus'un "Buğday Kurdu" adlı eserini ve Terentius'un "Hortlak" adlı eserini Türkçe'ye kazandırdı. 1949'da Türk Dil Kurumu'na (TDK) üye oldu. 1951 yılında cumhurbaşkanlığı çevirmenliğine atandı. Aynı yıl Andersen'den "Masallar"'ı çevirdi. Yine 1951'de TDK yönetim kurulu üyeliğine seçildi ve yayın kurulu başkanı oldu. 1952'de emekliye ayrıldı. Emekliliğinden sonra çevirilerine ve eleştiri yazılarına devam etti.
1952'de "Sözden Söze" ve "Karalama Defteri" adlı eserlerini verdi. 1953'te Simenon'un "Kiralık Oda" adlı eserini çevirdi. 1955 yılında eşi Leman Ataç öldü. 1957 yılında "Günlerin Getirdiği" ve "Söz Arasında" adlı eserlerini verdi. 1957 yılında Numune Hastanesi'nde üremiden öldü. 1958 yılında "Okuruma Mektuplar" adlı kitabı yakın çevresi tarafından bastırıldı. (Burada adı geçen eserler Ataç'ın önde gelen yapıtlarıdır. Bütün çalışmalarına yer verilmemiştir)
1958 yılında kızı Meral Tolluoğlu tarafından yılın en iyi eleştiri-deneme yazılarına ödül vermek üzere "Ataç Armağanı" düzenlendi. 1959 yılında Mehmet Fuat'a 1960 yılında Sabahattin Eyüboğlu'na verildikten sonra kaldırıldı.
1962 yılında yaşamını adadığı TDK onun anısına "Ataç" adlı bir derleme yayımladı. 1967'de ölümünün onuncu yıl dönümünde TDK onu özel bir törenle andı. Ataç bazı yazılarında takma isim kullandı. 200 yılında Yapı Kredi Yayınları "Bütün Yapıtları" yayımladı.
17 Temmuz 2008 Perşembe
Nurullah Ataç
Etiketler:
edebiyat,
Nurullah Ataç
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder