4 Ağustos 2008 Pazartesi

Armand Prudhomme

Asıl adı René François Armand Prudhomme'dır. 16 Mart 1839'da Paris'te doğmuştur. 7 Eylül 1907'de Châtenay'de ölmüştür. Mühendislik eğitimi gördükten sonra edebiyata yönelerek şiirler yazmıştır. 1901 Nobel Edebiyat Ödülü'nü almaya hak kazanmış Fransız şairidir.

Başlıca eserleri; Les Solitudes, Impressions de la Guerre, Lesa Vaines Tendresses'tir.

1872'de Les Écuries d'augias, Croquis Italians, Impressions de la guerre (1866-72) ve 1874'te Les Destins, La Révolte des heurs, 1875'te Les Vaines tendresses, 1878'de La Justice, 1886'da Le Prisme, ve 1888'de Le Bonheur'u yayınladı. Bütün bu şiirlerini "Poésies" adlı eserinde topladı ve yeniden yayınladı.

john Steinbeck

john Steinbeck, (d. 1902 - ö. 1968) Amerikalı yazar.

27 Şubat 1902'de Amerika Birleşik Devletleri'nin Kaliforniya eyaleti Salinas kentinde doğdu. 20 Aralık 1968’de New York'ta yaşamını yitirdi. 1940 Pulitzer Ödülü ve 1962 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi gerçekçi roman-öykü yazarı.



Yoksul bir ırgat ailesinin çocuğudur. Babası Prusyalı, annesi ise İrlandalı göçmen bir aileye mensuptur. Yaşıtları gibi o da küçük yaşlarda çiftçilik yaptı. 1920-1926 arasında aralıklarla Stanford Üniversitesi'ne devam etti. Öğrenimini sürdürebilmek için duvarcılık, boyacılık, kapıcılık, eczacılık gibi işlerde çalıştı. Okulu bitiremedi. Öğrencilik yıllarında başladığı yazmayı sürdürdü. Irgatlık ve işçilik yaparken edindiği deneyimler, eserlerinde işçilerin yaşamlarını gerçekçi bir dile anlatmasına büyük katkı sağladı. İlk romanlarından başlayarak hep işçileri, yaşam koşullarını, ilişkilerini anlattı. İlk kitabı "Kenar Mahalle" 1935'te yayınlandı ve büyük ilgi gördü. Bu kitap Türkçe'ye 1968'de "Yukarı Mahalle" adıyla çevrildi. 1936'da yayınlanan "Bitmeyen Kavga"da tarım işçilerinin grevi ve bu greve önderlik eden iki Marksisti anlattı. Amerikan çalışma sistemine keskin eleştiriler yöneltti. Üçüncü kitabı "Fareler ve İnsanlar" 1937'de yayınlandı. Bu kez iki göçmen işçi arasındaki garip ve karmaşık ilişkinin öyküsünü anlatıyordu. Kendisine "Pulitzer Ödülü" getiren ünlü romanı "Gazap Üzümleri" 1940'da sinemaya aktarıldı. II. Dünya Savaşı yıllarında daha çok ideolojik eserler verdi. İzleyen yıllarda politikadan uzak, eğlendirici yanı ağır basan duygusal öğelerin de yer aldığı eserler ve senaryolar yazdı. 1962'de edebiyata katkılarından dolayı Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü.

Türkçeye Çevrilen Eserleri

Roman

* Altın Kupa (Cup of Gold, 1929), ISBN 9751410932
* Cennet Çayırları (The Pastures of Heaven, 1932), ISBN 9754941335
* Bilinmeyen Bir Tanrıya (To A God Unknown, 1933), ISBN 9754944296
* Yukarı Mahalle (Tortilla Flat, 1935), ISBN 9751409160
* Bitmeyen Kavga (Dubious Battle, 1936), ISBN 9754052778
* Fareler ve İnsanlar (Of Mice And Men, 1937), ISBN 9751409071
* Al Midilli (The Red Pony, 1937), ISBN 9751409179
* Uzun Vadi (Long Valley, 1938)
* Gazap Üzümleri (The Grapes Of Wrath, 1939), ISBN 9753791062
* Ay Battı/Aysız Geceler (The Moon Is Down, 1942), ISBN 9754942072
* Sardalya Sokağı (Cannery Row, 1944)
* İnci (The Pearl, 1947), ISBN 9754341443.
* Aşk Otobüsü (The Wayward Bus, 1947)
* Alev (Burning Bright, 1950), ISBN 9754942080
* Cennetin Doğusu (East of Eden, 1952), ISBN 975140966-7
* Tatlı Perşembe (Sweet Thursday, 1954), ISBN 9759174111
* Pippin 4'ün Kısa Süren Saltanatı (The Short Reign of Pippin IV, 1957), ISBN 9753252234
* Acı Hayat/Mutsuzluğumuzun Kışı (The Winter of Our Discontent, 1961)

Öykü

* [[Amerika ve Amerikalılar 1966), ISBN 9754584427

Senaryo

* Unutulan Köy (Forgotten Village, 1941)
* Viva Zapata (1952); bak Elia Kazan

Aleksandr İsayeviç Soljenitsın

Aleksandr İsayeviç Soljenitsın (d. 11 Aralık 1918, Kislovodsk, Stavropol Kray, Kuzey Kafkasya), 1970 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Rus yazardır.

1942'de üniversite diplomasını aldı. 1939-1945 arasında dört sene Sovyet ordusunda görev aldı. 1942 yılında yüzbaşı rütbesiyle İkinci Dünya Savaşı'na katıldı. Ancak cephedeyken yazdığı mektuplarda Stalin hakkında eleştirilerini belirtince tutuklandı ve sekiz yıl ceza kampında hapis cezasına çarptırıldı. Sovyetler Birliği'nin Hitler'le uzlaşma yolu bulmasının savaşı önleyebileceğini, bu yüzden Sovyet halkının savaştan dolayı yaşadığı yıkımdan Stalin'in Hitler'den daha fazla sorumlu olduğunu iddia etti. Savaş bittikten sonra Moskova yakınlarındaki bir hapishaneye konulan Soljenitsin, 1950'de Kazakistan'da bulunan Ekibastus'ta siyasal tutuklular için düzenlenmiş özel bir kampa gönderildi ve üç yıl burada kaldı. Onu izleyen yıllarda istenmeyen kişi (persona non grata) ilan edildiği için sürgüne gönderildi.

Kazakistan'ın Kok Terek köyünde öğretmenlik yapmaya başlayan yazar, bu dönemde kansere yakalandı ve bir süre Taşkent'te tedavi gördü. Yeni parti şefi Nikita Kruşçev tarafından başlatılan Stalin'in etkilerini ortadan kaldırmaya yönelik operasyonlar çerçevesinde hakları geri verildiği için Ryasan'da çalışmasına olanak tanındı. 1962'de "İvan Denisoviç'in Yaşamında Bir Gün" adlı kitabını çıkardı. Bu öyküsünün başarısı üzerine kendini tamamen yazarlığa veren Soljenitsin, zorunlu çalışmayı anlatan Stalin karşıtı bu yapıtıyla Hruşçyov'in takdirini kazandı ve bir yıl sonra Sovyet Yazarlar Birliği'ne kabul edildi. Ancak "Matryonin dvor" ve "Dlya polzı dela" adlı öyküleriyle tekrar partinin hedef tahtası haline geldi. 1966'da yazara ülke dışına çıkma yasağı konuldu ve üç yıl sonra Yazarlar Birliği'nden çıkartıldı.

Yaşadığı dönem boyunca çeşitli cezalara çarptırılan Aleksandr İsayeviç Soljenitsın çalışma kampları hakkındaki kitabı Gulag Takımadaları ile Nobel Edebiyat Ödülü'ni kazandı. Kitabı kapitalist ülkelerde yayına girdi ve anti-Sovyet propagandanın öğelerinden biri oldu. Yazar kendisine verilen 1970 Nobel Edebiyat Ödülü'nü dört yıl sonra alabildi. Bu ödülün kendisine politik nedenlerle verildiği iddia edildi. 1974´te Sovyet hükümeti Soljenitsin´in vatandaşlığını iptal etti ve onu sınırdışı etti. İki sene İsviçre´de kaldıktan sonra 1976´da Amerika Birleşik Devletleri´ne yerleşti. Bu dönemde Soljenitsin Vietnam'a Amerikan müdahalesini deslekledi, Vietnemda Amerikalı tutsakların köleştirildiğini iddia etti. 1974 Portekiz Devrimi'ne karşı Amerika'nın müdahale etmesi gerektiğini savundu. ABD ve Sovyetler Birliği barışı hakkında yazan Amerikalı yazarları eleştirdi. 1989'da yeniden Yazarlar Birliği'ne alındı. O dönem iktidarda bulunan Mikhail Gorbaçov, yazarın yurttaşlık haklarının geri verilmesi doğrultusunda çalışmalar başlattı ve sürgünüyle ilgili kararı 1991 yılında resmen kaldırttı. 1994'te Rusya'ya dönen yazar parlamento önünde yaptığı konuşmada Rusya'nın kendisine göre hatalarla dolu demokrasiye geçiş şeklini eleştirdi.

Edebiyat hayatı

Soljenitsin´in romanlari hapis ve savaş deneyimlerini anlatır. Ivan Denisoviç´in Yaşamında Bir Gün (1962) ve İlk Çember (1964) hapis sahneleri içerir. Kanser Koğuşu (1966) bir hastanede geçmektedir. Hapishane ve hastane imgelerini toplumsal simgeler olarak kullanarak yazar, devrimci ideallerle sert politik gerçeklikler arasındaki çelişkiyi gösterir. Kahramanları, tiranlık ve zulüm üzerindeki onurun zaferini belirtir.

Soljenitsin bu bağlamda, Kırmızı Tekerlek adinda dört ciltlik uzun bir tarihsel roman tasarlamıştır. Birinci cilt, Ağustos 1914 (1971) 1914´deki 1. Dünya Savaşı´ni anlatır. Bu romanin 1917 Ekim Devrimi´nin tarihsel anlamina vurgu yapan genişletilmis ve düzenlenmiş bir baskısı 1989´da yayimlanmıştır. İkinci cilt, Kasım 1916 1993´de yayımlanmıştır.

1960´ların sonu ve 1970´lerin başında, Sovyet hükümeti Soljenitsın ´i romanlarında ülkesini küçük düşürdüğü icin suçlamış ve 1973´te Paris´te yayınladığı üç ciltlik Gulag Takımadaları, 1918-1956 romanından sonra da bu baskılarını arttırmıştır. Bu kitap, Sovyet hapishane kamplarının bir incelemesiydi. Gulag Takımadaları´nın iki cildi 1975´te, üçüncü cildi de 1976´da yayımlandi. Soljenitsin, Sovyetler Birliği´ndeki son yıllarından Görünmez Müttefikler (1971) ve Meşe ve Dana (1975) otobiyografilerinde bahsetmiştir. 1990´da, Sovyet hükümeti yazarın vatandaşlığını geri verdi ve Soljenitsin 1994´te Rusya´ya geri döndü.

Eserleri

* İvan Denisoviç´in Yaşamında Bir Gün (1962)
* Nedenin İyiliği İçin (1962)
* Kanser Koğuşu (1966)
* İlk Çember (1968)
* Aşk Kızı ve Masum (1969)
* Ağustos 1914 (1971)
* Gulag Archipegalosu 3 cilt (1973-1978)
* Prusya Geceleri (1974)
* Aleksandr İsaevich Soljenitsın, Sovyet Liderlerine Bir Mektup, Collins: Harvill Press (1974)
* Meşe ve Dana (1975)
* Lenin Zürih´te (1975)
* Ölümcül Tehlike: Sovyet Rusya ve Amerika´ya Tehditler Konusundaki Yanlış Kavramlar (1980)
* Kasım 1916 (1983)
* Zafer Kutlamaları (1983)
* Mahkumlar (1983)
* Rusya´nın Yeniden İnşa Etmek (1990)
* Mart 1917 (1995)
* Nisan 1917 (1995)
* Rus Sorunu (1995)
* Görünmez Müttefikler (1997)
* 200 Yıl Hepberaber: 1772´den İtibaren Rus-Yahudi İlişkileri Üzerine (2003)

Claude Simon

Claude Simon (d. 10 Ekim 1913 Tananarive, Madagaskar - ö. 6 Temmuz 2005, Paris) Fransız yazar. "Yeni Roman" akımının önde gelen temsilcileri arasında kabul edilir. 1985'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı.

Eserleri

* 1945 : Le Tricheur, Éditions du Sagittaire
* 1947 : La Corde raide, Éditions du Sagittaire
* 1952 : Gulliver, Calmann-Lévy
* 1954 : Le Sacre du Printemps, Calmann-Lévy
* 1957 : Le Vent. Tentative de restitution d'un retable baroque, Éditions de Minuit
* 1958 : L'Herbe, Éditions de Minuit
* 1960 : La Route des Flandres, Éditions de Minuit
* 1962 : Le Palace, Éditions de Minuit
* 1966 : Femmes (sur vingt-trois peintures de Joan Miró), Éditions Maeght
* 1967 : Histoire, Éditions de Minuit
* 1969 : La Bataille de Pharsale, Éditions de Minuit
* 1970 : Orion aveugle, Skira
* 1971 : Les Corps conducteurs, Éditions de Minuit
* 1973 : Triptyque, Éditions de Minuit
* 1975 : Leçon de choses, Éditions de Minuit
* 1981 : Les Géorgiques, Éditions de Minuit, ISBN 2-7073-1950-3
* 1984 : La Chevelure de Bérénice, Éditions de Minuit
* 1986 : Discours de Stockholm, Éditions de Minuit
* 1987 : L'Invitation, Éditions de Minuit
* 1988 : Album d'un amateur, Rommerskirchen
* 1989 : L'Acacia, Éditions de Minuit
* 1992 : Photographies, 1937-1970, Éditions Maeght
* 1994 : Correspondance avec Jean Dubuffet, L'Échoppe
* 1997 : Le Jardin des Plantes, Éditions de Minuit
* 2001 : Le Tramway, Éditions de Minuit
* 2006 : Œuvres, Collection Pléiade, Gallimard

Frans Eemil Sillanpää

--------------------------------------------------------------------------------

Frans Eemil Sillanpää (d. 16 Eylül 1888 – ö. 3 Haziran 1964), Fin yazar. 1936'da Helsinki Üniversitesi tarafından kendisine fahri doktora ünvanı verildi. 1939'da Nobel Edebiyat Ödülüne layık görüldü. Taşra kızı ve Mukaddes Sefalet kitapları Türkçeye çevrilmiştir.

Samuel Josef Agnon

Samuel Josef Agnon (İbranice שמואל יוסף עגנון Şemu'el Yozef Agnon; asıl adı Samuel Josef Czaczkes; d. 17 Temmuz 1888, Buczacz, Galiçya, Ukrayna - ö. 17 Şubat 1970, Rechowot, Tel Aviv) İsrailli yazar. Eserlerinde başta Polonya olmak üzere Filistin'e yerleşen Doğu Yahudilerinin yaşamlarından kesitler yansıttı. Başlıca eserleri "Kovulmuşlar", "Bir gecelik misafir", "Tılsım" ve "Sözlü" kabul edilir. İbranice yazan ilk yazar olarak 1966 yılında edebiyat dalında Nobel Ödülüne layık görüldü.

Yapıtları

* WeHaja heAkow leMischor Roman 1912
* Das Buch von den polnischen Juden Hikayeler 1916
* haNidach, Roman 1923
* Die Erzählung vom Toraschreiber Hikayeler 1923
* Hachnasat Kalla, Roman 1929/30
* In der Gemeinschaft der Frommen Hikayeler 1935
* Sippur Paschut Roman 1935
* Ore'ach Nata Lalun Roman 1939
* Sefer haMa'asim Hikayeler 1942
* Tmol Schilschom Roman 1945
* Schnei Talmidei Chachamim Schehaju beIreinu, Hikayeler 1951
* Tehilla, Hikayeler 1952
* Der Treueschwur Hikayeler 1965
* Im Herzen der Meere u.a. Erzählungen Hikayeler 1966
* Liebe und Trennung Hikayeler 1996
* Herrn Lublins Laden Roman, 1974
* Schira, Roman 1998

Selma Lagerlöf

Selma Lagerlöf (d. 20 Kasım 1858, Marbacka, İsveç - ö. 16 Mart 1940, Marbacka, İsveç) İsveçli yazar. Efsane ve masallara dayanan yapıtlarıyla tanınmıştır. Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan hem ilk kadın, hem de ilk İsveçli yazardır.

Hayatı

1858 yılında på Värmland'da Marbacka adlı bir çiflikte dünyaya geldi. Çocukken geçirdiği bir hastalık yüzünden bir süre sakat kaldı. Dönemin geleneklerine göre evde özel eğitim gördü. 1882 sonbaharında babasının rızası olmadan Stockholm'de öğretmen okuluna girdi. Eğitimi sırasında babası ekonomik sıkıntıya girdi ve Marbacka çiftliği satıldı.1885'te babasını kaybeden Selma Lagerlöf aynı yıl Landskrona'da öğretmenliğe başladı. İki ciltlik romanı Gösta Berlings Saga'yı bu sırada yazdı. 1924'te Mauritz Stiller'in sinemaya uyarladığı roman, Lagerlöf'ün doğup büyüdüğü Vaermland bölgesinin en parlak dönemini, bölgenin demir döküm atölyeleri ve küçük malikanelerle dolup taştığı yıllardaki yaşamı anlatıyordu. 1890'larda İsveç'te romantizmin canlanışında önemli bir rol oynadı ve Osynliga Länkar (Görünmez Bağlar)'ı yazdı.1895'te bir burs kazanınca,öğretmenliği bırakarak yurtdışı gezilerine katıldı ve kendini tamamen yazmaya verdi. İtalya'ya yaptığı ziyaretten sonra Antikrists mirakler (Deccal'in Mucizeleri)'i adlı sosyalist içerikli romanını yayımladı. Bunu en iyi yapıtlarından biri sayılan En herrgårdssägen (Malikane öyküleri) ile Mısır ve Filistin'de geçirdiği kışın etkisiyle yazdığı, kendisine İsveç'in en önde gelen romancısı niteliğini sağlayan iki ciltlik Jerusalem (Kudüs) izledi.Diğer önemli yapıtları arasında, özlü ve güçlü bir anlatımı olan Herr Arnes penningar (Bay Arnes'inHazinesi; 1904) yer alır.

I. Dünya Savaşı başlayınca çok sarsılan Lagerlöf, birkaç yıl süreyle pek ürün vermedi. Daha sonra Marbacka (1922), Ett Barns Memoarer (Bir Çocuğun Anıları; 1930) ve Dagbök för Selma Lagerlöf (Selma Lagerlöf'ün Günlüğü; 1932) adlı kitaplarında incelikli bir üslupla çocukluğunu anlattı. Vaermland'ı konu alan üçlemesiyle de tanınan Lagerlöf, çağdaş öykü yazarlarının en yeteneklilerinden biri sayılır.

Lagerlöf'ün en iyi eseri olan Nils Holgerssons underbara resa genom Sverige (Nils Holgersson'un yabankazlarıyla maceraları) adlı kitabından yola çıkarak hazırlanan çizgi film dizisi, Türkiye'de Uçan Kaz adıyla gösterilmiştir. Türkçe'de ayrıca Kurtlar ve Uçan Kazlar adlı çocuk kitapları vardır.


Eserleri

* Gösta Berlings Saga (1891)
* Osynliga länkar (1894)
* Antikrists mirakler (1897)
* En herrgårdssägen (1899)
* Jerusalem (1901-02)
* Herr Arnes penningar (1904)
* Kristuslegender (1904)
* Nils Holgerssons underbara resa genom Sverige (1906-07)
* Liljecronas hem (1911)
* Körkarlen (1912)
* Kejsarn av Portugallien (1914)
* Troll och Människor (1915)
* Löwensköldska ringen (1925)
* Carlotte Löwensköld (1927)
* Anna Svärd (1928)
* The Silver Mine

Seamus Heaney

Seamus Heaney (d. 13 Nisan 1939), İrlandalı şair, yazar ve konuşmacı.

Kuzey İrlanda'nın County Londonderry'sinde doğmuştur ve 1995'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmıştır. Sanat alanında başarı kazanmış kişilerden oluşan bir topluluk olan Aosdána'da en yüksek onur unvanı olan Saoi'ye layık görüldü.

José Saramago

José Saramago (d. 16 Kasım 1922, Lizbon), Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Portekizli yazardır.

Lizbon kentinin kuzeyindeki küçük bir köy olan Azinhaga'da (Ribatejo) doğdu. Yoksul bir köylü ailenin oğlu olarak büyüdü. Ailesiyle birlikte taşındığı Lizbon’da öğrenim gördü. Öğrenimi sırasında kırsal kesimde çalıştı. Ekonomik sorunları nedeniyle okulu bıraktı. Makinistlik eğitimi aldı. Teknik ressamlıktan redaktörlüğe, editörlüğe ve çevirmenliğe kadar birçok işte çalıştı.

Bir yayınevinde, yayın hazırlığı ve üretim departmanında görev yaptı. Diario ve Lisboa gazetelerinde kültür editörü olarak çalıştı. Siyasi yorumlar yazdı. Portekiz Yazarlar Birliği’nin yönetim kurulunda görev üstlendi. 1976’dan sonra kendini tümüyle kitaplarına verdi.

1993’te Kanarya Adaları’nda Lanzarote’ye yerleşti. Pilar del Rio ile evlendi. İlk romanı Günah Ülkesi (Terra do Pecado) 1947’de yayınlandı.

Yazarın romanları ve denemelerinin yanısıra iki şiir kitabı ve oyun kitapları da vardır. Saramago, 1998 Nobel Edebiyat Ödülü'ü kazandı.

Yazarın biçemi gayet dikkate değerdir. Düz yazılarında, noktalama işareti olarak nokta ve virgülden başkasını kullanmaz. Anlatım dili de oldukça muzipçedir; bu da, okuyucuyu yazara bağlayan bir diğer etkendir.

Salvatore Quasimodo

Salvatore Quasimodo (d. 20 Ağustos 1901 Modica, Sicilya - ö. 14 Haziran 1968, Napoli) İtalyan şair ve edebiyat eleştirmeni. İtalyan şiirine sağladığı katkılar göz önünde tutularak Giuseppe Ungaretti ve Eugenio Montale ile birlikte anılır. Sembolizmden etkilenen şair, şiirlerinde memleketi Sicilya ve bölgenin geleneklerini işledi. 1959'da edebiyat dalında Nobel Ödülüne layık görüldü.

Eserleri
* Odore di eucalyptus (1933)
* Erato e Apollion (1936)
* Poesie (1938)
* Il falso e vero verde (1956)
* La terra impareggiabile (1958)

Salvatore Quasimodo

Salvatore Quasimodo (d. 20 Ağustos 1901 Modica, Sicilya - ö. 14 Haziran 1968, Napoli) İtalyan şair ve edebiyat eleştirmeni. İtalyan şiirine sağladığı katkılar göz önünde tutularak Giuseppe Ungaretti ve Eugenio Montale ile birlikte anılır. Sembolizmden etkilenen şair, şiirlerinde memleketi Sicilya ve bölgenin geleneklerini işledi. 1959'da edebiyat dalında Nobel Ödülüne layık görüldü.

Eserleri
* Odore di eucalyptus (1933)
* Erato e Apollion (1936)
* Poesie (1938)
* Il falso e vero verde (1956)
* La terra impareggiabile (1958)

Nelly Sachs

Nelly Sachs (asıl adı: Leonie Sachs; d. 10 Aralık 1891, Berlin - ö. 12 Mayıs 1970, Stokholm) Alman yazar ve şair. Eserlerinde savaşın insan üzerindeki tahribatını konu edindi; Tevrat ve Yahudi geleneği temaları ağırlıklı yer tuttu. 1966 yılında Nobel edebiyat ödülünü Shmuel Yosef Agnon ile paylaştı.

Eserleri

* In den Wohnungen des Todes, 1947
* Die Leiden Israels, 1951
* Fahrt ins Staublose. Die Gedichte, Band 1, 1961
* Zeichen im Sand. Die szenischen Dichtungen, 1962
* Ausgewählte Gedichte, 1963
* Landschaft aus Schreien, 1966
* Teile dich Nacht, Gedichte, 1971
* Gedichte, 1977
* Suche nach Lebenden. Die Gedichte, Band 2, 1979
* Frühe Gedichte und Prosa, 1983

Bertrand Russell

Bertrand Russell, (d. 18 Mayıs 1872-ö. 2 Şubat 1970) ünlü İngiliz filozofu.

Mantık ve matematik alanında çığır açıcı çalışmalar gerçekleştiren Bertrand Russell, Whitehead'le birlikte Principia Mathematica adlı ünlü matematik kitabını yazmıştır. O, matematiksel mantık alanındaki çalışmalarını daha sonra felsefe alanına yansıtmış ve bu çerçeve içinde mantıksal atomculuk öğretisini geliştirmiştir. Buna göre, Russell sisteminin en basit tümcelerine atomik önermeler adını vermiş ve bu önermeleri, daha kompleks tümcelere karşılık moleküler önermelerden ayırmıştır. O, moleküler önermelerin birbirlerine ve, veya, ise, ancak ve ancak gibi mantıksal eklemlerle bağlanan atomik önermelerden meydana geldiğini söylemiştir. Russell söz konusu mantıksal öğretiyle, belli bir metafiziksel görüşe ulaşmıştır. Başka bir deyişle, onun mantık öğretisiyle metafiziği arasında çok yakın bir ilişki vardır. Ona göre, biz söz konusu matematiksel mantıktan, felsefi analizden yararlanarak, dünyayı meydana getiren bileşenler hakkında sağlam bir fikir sahibi olabiliriz. O, matematiksel mantığının, dünyanın şeyler, bireyler, basit öğeler çokluğundan meydana geldiği inancı için sağlam bir destek olduğunu düşünmüştür. Dünya tek bir tözden oluşmaz, fakat çok sayıda ayrı ve tikel şeylerden meydana gelir. Üstelik, bu basit öğeler, idealistlerin düşündüğü gibi, tinsel bir yapıda değildir. Bunlar basit oldukları ve yalnızca varoldukları için, kendilerinde hiçbir niteliğe sahip değildirler. Onlar, olgular adı verilen kompleks yapılar içinde ortaya çıkar ve bunlardan bazıları fiziki, bazıları da tinsel bir nitelik taşır. Bilgi kuramı bakımından ampirizmi benimseyen Russell, betimleme yoluyla bilgi ve tanışıklık yoluyla bilgi olmak üzere iki ayrı bilgi türünden söz etmiş ve bunların deneysel bilgimizin temelini meydana getirdiğini savunmuştur.

Romain Rolland

Romain Rolland (d. 29 Ocak 1866 – ö. 30 Aralık 1944) Fransız yazar. İlk kitabını 1902'de, 36 yaşında yayımladı. 13 yıl sonra, 1915'te edebiyat dalında Nobel Ödülü'ne layık görüldü. Nobelli üçüncü Fransız yazar oldu

Rabindranath Tagore

Rabindranath Tagore, 6 Mayıs 1861'de Kalküta'da doğdu. Atalarının kökü 11.yy'a dayanır. Bu soyun kurucusu Kanaj'lı bir Brahman'dı. Babası Maharshi Devendranath Tagore, varlıklı bir din adamıydı. Rabindranath, özel öğretmenlerden ders alarak orta öğrenimini yaptıktan sonra 17 yaşında Londra'ya gönderildi. Londra'da hukuk okudu. Burada edebiyat kültürünü geliştirdi. En çok etkisinde kaldığı edebiyatçı, doğaya yapıtlarında geniş yer veren İngiliz şair William Wordsworth'tür.

Rabindranath Tagore'un yaşam ve sanat görüşlerinin gelişmesinde en büyük rolü, 19.yüzyıl'ın başlarında Bengalli Raca Rammahun Roy oynamıştır. Onun ve babasının etkileri altında şairin dünya görüşü Hindin geleneksel kast sınırlarını aşarak, panteist bir dünya inanışının yanı sıra, Hindu dininin tekelci ve çok gelenekçi çemberini kıran bir olgunluğa kavuşmuştur. Öğretmeni Roy; Hindistan'da dinin oynadığı büyük rolü bildiği için, her şeyden önce bu alanda reform yapmak zorunluluğu duymuştu. Kendisi Hindu olduğu için Hind dininin bozulmasına üzülüyordu, fakat sosyal gerçekleri görecek kadar ileri görüşlü bir insan olduğundan reform yoluna gitmedi. 1930'da Hindistan'da yeni bir mezhep olan Brahmoizmin temelini attı. Brahmo Samaj adı altında tanınan bu hareket Hinduluk, Müslümanlık ve Hristiyanlığın ortaklaşa değerlerini bir çatı altında toplamaktaydı. Bu yeni din, mucize ve kerameti bir yana iter, her şeye egemen mutlak ve yanılmaz bir kuvvet yerine, bilgelik ve aşkın esin kaynağı olan insan ve dünyayı kavrayan, yücelten bir varlığa inanır. Bu Tanrı Upanishad'lardan alınan bir cümleyle tamamlanır: "Tektir ve biçimi yoktur, ama binbir amaçla, binbir şekle girer.."


Brahmo Samaj'ın belli başlı sosyal ülküleri kardeşlik, ahlaklılık, insanseverlik, kadınlığın yükseltilmesi, kastların kaldırılmasıdır. Bu noktalarda klasik Hinduizmin karşısındadır. Rammahun Roy tarafından kurulan Brahmo Samaj; Rabindranath Tagore'un babası ile Keshup Shandrasen tarafından geliştirildi. Tagore'un bu yeni oluşturulan mezhepten etkilenmesi; 22 yaşında yazmaya başladığı yıllara denk gelir. Bu yıllarda daha sonradan ilinti kuracağı Avrupa kültürüne pek rastlanmaz.

O yıllarda Bengal Hindistan'ın her bakımdan canlı ve ileri bölgesiydi. Din, edebiyat, politika alanlarında yeni görüşler beliriyordu. Kendisinden önce edebiyatta yenilik yapmış olanlar olmasına rağmen, kendisini tutuculuktan kurtaran ilk şair ve yazar olarak bilinir. İlk yazdığı "Sabah Şarkısı" adlı şiiri yüzünden şiddetli eleştirilere maruz kalmıştır. Doğa ve insan sevgisinin yoğun olduğu Kitan Jali'nin ünü dünyaya yayılmıştır. Eserlerinde ince bir lirizmle, mistisizm harmanlanır.


Hindistan'ın İngiliz Emperyalizminin boyunduruğundan kurtulması için büyük çabalar sarfetmiş ve bunu ılımlı bir üslupla yapmıştır. Edebiyat alanında ki başkaldırısını yeterli bulmayıp gençliğin milliyetçi bir eğitimle yetiştirilmesi amacıyla 1901'de Kalküta yakınlarında ki Balpur'da Sükun Barınağı anlamına gelen Santiniketan adını verdiği bir okul kurdu. Bundan başka Bangadorshan adıyla edebiyat dergisinin başyazarı oldu. 1924'de Batı ve Hint geleneklerini kaynaştıran Vishna-Bharati Üniversitesi'nin oluşumuna yol açtı.

Bengali dilinde yazdığı yapıtlarınının, hemen hemen hepsini kendisi ingilizceye çevirdiği için, dünyanın onu hızlı tanıması kaçınılmaz oldu. 1913'te Romain Rolland'ın çok övdüğü Gora adlı romanıyla Nobel Edebiyat Ödülünü aldı. Kitapta Gora adlı bir gencin hayatından kesit sunulur. 1915 yılında İngiltere "Sir" unvanını verdi. 1919, Hindistan tarihinde bir dönüm noktasıdır. Amritsar kıyımı, Gandhi'nin ulusal önder olarak belirmesi bu yıl içinde olmuştur. Gandhi ve Tagore iki yakın dosttur. 21 Mart 1919'da çıkarılan bir yasayla, yönetimin savaş döneminde kullanabildiği özel yetkileri barış döneminde de elinde tutması sağlanıyordu. Irkçılık temellerine dayanılarak çıkarılmış bir yasaydı. Gandhi pasif direnişi gündeme getirdi. Kısa süre sonra, 13 Nisan'da Amritsar'da halktan 400 kişi öldürüldü, 2 bin kişi de yaralandı. Altın Tapınak'a girilip Sihler'in üzerine ateş açıldı. Pencap'ta sıkıyönetim ilan edildi. Tagore bir şeyler yapmak gerektiğine inanıyordu. Genel Vali Lord Chelmsford'a bir mektup yazarak Sir unvanını geri verip, Gandhi'ye destek oldu.

67 yaşında resim yapmaya başlamasıyla, kast ve emperyalist sistemlere karşıtlığı ve üstün yeteneğiyle dünyanın sayılı şairleri arasına girmiştir. 7 ağustos 1941'de doğduğu şehir Kalküta'da ölür.

Pär Fabian Lagerkvist

Pär Fabian Lagerkvist (d. 23 Mayıs 1891, Växjö - ö 11 Temmuz 1974, Danderyd, Stokholm) İsveçli yazar ve şair. 20'li yaşlardan 70'ine kadar edebiyatın her türünde yazdı. Eserlerinde iyi ile kötünün mücadelesini sergiledi; Hristiyan değer ve motiflerine yer verdi. 1951'de edebiyat dalında Nobel Ödülüne layık görüldü.

Eserleri

* Ordkonst och bildkonst (1913)
* Motiv (1914)
* Järn och människor (1915)
* Ångest (1916)
* Teater (1918)
* Kaos (1919)
* Det eviga leendet (1920)
* Den lyckliges väg (1921)
* Onda sagor (1924)
* Gäst hos verkligheten (1925)
* Hjärtats sånger (1926)
* Han som fick leva om sitt liv (1928)
* Bödeln (1933)
* Den knutna näven (1934)
* Seger i mörker (1939)
* Sång och strid (1940)
* Dvärgen (1944)
* Barabbas (1950)
* Aftonland (1953)
* Sibyllan (1956)
* Det heliga landet (1964)
* Mariamne (1967)

Henrik Pontoppidan

Henrik Pontoppidan (d. 24 Temmuz 1857, Fredericia - ö. 21 Ağustos 1943, Kopenhag) Danimarkalı yazar. J. P. Jacobsen, Holger Drachmann ve Herman Bang ile birlikte doğalcılık akımının önde gelen yazarları arasında yer aldı; "Çağdaş Çıkış" (İngilizce: The Modern Break-Through, Danca: Det moderne Gennembrud) grubuyla birlikte hareket etti. 1917'de Karl Gjellerup ile birlikte edebiyat dalında Nobel Ödülüne layık görüldü.

Eserleri [değiştir]

* Die Sandinger Gemeinde (1883)
* Henrik, der Eisbär (1887)
* Das gelobte Land (1891/95)
* Nachtwache (1894)
* Der alte Adam (1894)
* Hans im Glück (1898-1904)
* Rotkäppchen (1900)
* Hans Quast (1907)
* Totenreich (1912/16)

Harold Pinter

Harold Pinter 2005 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi İngiliz oyun yazarı, senarist, şair, tiyatro yönetmeni, aktör. İngiliz Tiyatrosunun 20.yüzyılın ikinci yarısındaki temsilcisi olarak görülür.

10 Ekim 1930’da Londra’da Yahudi bir terzinin oğlu olarak dünyaya geldi. 2. Dünya Savaşı’nın başlaması üzerine 9 yaşında terk ettiği Londra’ya 12 yaşında geri dönebildi. Savaş dönemindeki bombalamaların etkisini üzerinden hiçbir zaman atamadı. Okulda özellikle Franz Kafka ve Ernest Hemingway’in kitaplarını okudu. Londra’da Hackney Downs Dil Okulu’ndaki eğitimi sırasında okul tiyatrosunda Joseph ve Romeo gibi karakterleri canlandırma olanağı buldu ve kariyer olarak oyunculuğu seçti. 1948’de Kraliyet Akademi Dramatik Sanatlar Okulu’na burslu olarak girdi ancak 2 sene sonra okulu bıraktı. Askere gitmeyi reddettiği gerekçesiyle para cezasına çarptırıldı. 1950’de ilk şiirlerini Harold Pinta takma adıyla yayınladı. [[1951]'de Drama Okulu'na girdi. Çeşitli tiyatro gruplarında oyuncu olarak çalıştıktan sonra oyun yazarlığına başladı. 1957’de Bristol Üniversitesi’nin Tiyatro bölümü için Oda adlı oyununu dört günde tamamladı. Bunu, aynı yıl yine Bristol Üniversitesi Tiyatro bölümü tarafından sahnelenen Doğum Günü Partisi adlı oyunu izledi. Kapıcı (1957), Git Gel Dolap (1960), Yuvaya Dönüş(1965), Eski Günler (1971), Issız Topraklarda (1975), İhanet (1978) oyunları ile tanındı.

Oyunlarında genelde insanların gündelik konuşmalarının çözümlemesini yaptı. İnsanlar üzerindeki baskıyı işledi. İlk eserlerinde işçi sınıfına mensup insanların içinde bulundukları olumsuz koşullara, maddi zorluklara ve bunun ruhlarına yansımasına ve onların hayal kırıklıklarına değindi.

Pinter'ın oyunları soyadına atıfla Pinteresque denilen kendine özgü bir tarz yarattı. Genellikle bir odada geçen oyunlarında sessizliği, gizemi ve kısa konuşmaları kullanarak bir gerilim ve tehdit havası oluşturuyordu. Erotik fanteziler, takıntılar, kıskançlık ve nefretten örülü diyaloglar kuruyordu.

Pinter, 29 tane oyun yazdım, artık diğer yazın türleri üzerine çalışacağım diyerek 74 yaşında oyun yazmayı bırakmıştır.

Pinter, film senaryosu da yazmış ve bazı edebi eserleri filme uyarlamıştır. Hizmetçi, Kaza, Arabulucu filmlerinin senaryosunu yazdı. John Fowles'ın Fransız Teğmenin Karısı adlı romanını (1982), ve kendi yazdığı İhanet'i sinemaya uyarladı.

1978’de bir şiir kitabı yayınladı. Son olarak, 2003’te savaş karşıtı şiirlerinden oluşan derlemesini yayımladı. Irak’a karşı girişilen müdahaleyi eleştiren bu şiir seçkisi ile Wilfred Owen Şiir Ödülü’ne değer bulunmuştu.

1973’de Şili Devlet Başkanı Allende’nin devrilmesinden sonra insan hakları konusunda aktif olmuştur, ancak oldukça tartışmalı görüşlere sahiptir. 1999’da Kosova krizinden Nato’nun müdahalelerini ülkedeki korku ve karışıklığı arttıracağı gerekçesiyle eleştirdi ve "Miloseviç'i Serbest Bırakın" kampanyasına katıldı. Amerika'ya karşı Küba Dayanışma Partisi'nin üyesi oldu. Amerika ve İngiltere'nin Irak'ı işgalini eleştirdi ve 2004'te İngiltere Başbakanı Tony Blair'e karşı başlatılan kampanyaya katıldı.

Harold Pinter, 1985 yılında meslektaşı Arthur Miller ile 12 Eylül baskısı altındaki aydınlara destek olmak için Türkiye'ye gelmiştir.Türkiye ziyaretinin ardından bu coğrafyaya ait 'Bir Tek Daha' ve 'Dağ Dili' adlı iki oyun yazmıştır. Sanatçı, dört yıl önce Hasankeyf'i korumak için Ilısu Barajı'na karşı bir kampanya da başlatmıştı.

Nobel ödülü alana kadar birçok ödülün sahibi olan Pinter, on dört üniversiteden onur derecesi almıştır.

Pinter iki defa evlendi. Şimdiki eşi, roman ve tarih yazarı Lady Antonia Fraser'dir.

Bazı Oyunlar

* Doğumgünü Partisi (The Birthday Party, 1957)
* Kapıcı (The Dumb Waiter, 1957)
* İnce Sızı (A Slight Ache, 1958)
* Eve Dönüş (The Homecoming 1965)
* Eski Zamanlar (Old Times, 1970)
* Issız Topraklar (No Man's Land, 1974)
* İhanet (Betrayal, 1978)
* Alaska Diyarı (A Kind of Alaska, 1982)
* Dağ Dili (Mountain Language, 1988)
* Ay Işığı (Moonlight, 1993), ISBN 975-7468-57-6

Patrick White

Patrick White (d. 28 Mayıs 1912, Londra - ö. 30 Eylül 1990, Sidney) Avustralyalı yazar. 20'nci yüzyıl İngiliz edebiyatının önde gelen isimleri arasında sayılır. "Toplu Eserleri" 12 cildi bulmakta, bunların arasında şiir, kısa hikaye, tiyatro oyunları, düz yazılar ve otobiyografiler de yer almaktadır. 1973 yılında edebiyat dalında Nobel ödülüne layık görülerek Avustralya'ya ilk ve son ödülünü kazandırmıştır.

Seçilmiş Eserleri

* Happy Valley (1939)
* The Living and the Dead (1941)
* The Aunt's Story (1948)
* The Tree of Man (1955)
* Voss (1957)
* Riders in the Chariot (1961)
* The Solid Mandala, 1966)
* The Vivisector (1970)
* The Eye of the Storm (1973)
* A Fringe of Leaves (1976)
* The Twyborn Affair (1979)
* Memoirs of Many in One (1986)
* The Burnt Ones (1964)
* The Cockatoos (1974)
* Flaws in the Glass (1981)

Boris Leonidoviç Pasternak

Boris Leonidoviç Pasternak (18 Şubat, 1890 - 30 Mayıs, 1960), Rus şair, yazar, 1958 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi.

Moskova'lı sanatçı bir aileden geliyordu. Ünlü bir ressamın oğludur. Bir süre müzik eğitimi gördü. 1909'da müzik eğitimini yarım bırakarak Moskova Üniversitesi'nde felsefe okumaya başladı. 1912'de Almanya'ya giderek Marburg Üniversitesi'nde bir süre felsefe derslerini izledi. İtalya üzerinden Moskova'ya döndü ve Moskova Üniversitesi'ndeki öğrenimini tamamladı.

Yapıtlarında doğa tutkusunu doğaya ilişkin imgelerle dile getirmiş, insan ve toplum sorunlarını kaynaşmış bir bütünlük içinde yansıtmıştır. İlk şiirlerinde sembolizm ve fütürizm akımının etkileri görülmüştür. Pasternak bireysel yaratıcılığın toplumsal eyleme boyun eğmek zorunda kaldığı bir dönemde yetişmiş, şiirinde bireysel ve toplumsal yaşantıları organik bir bütünlüğe kavuşturmuş, toplumsal sarsıntıları kendi benliğinde derinliğine yaşayarak çağının trajik gerçekliğini dile getirmiştir. Şiire yeni söyleyiş özellikleri kazandırmış. Özellikle aşk ve tabiat temaları üzerinde durmuşdur.

İmge ve sözdizimi açısından Rus şiirine getirdiği yeniliklerle geleneksel Rus şiirinin yalın biçimlerini uzlaştırmıştır. Çağımızın en büyük şairlerinden biri sayılmaktadır.

1958 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandı ama ödülü Stokholm'da kabul ederse SSCB vatandaşlığından atılacağı korkusuyla geri çevirdi. Peredelkino'da öldü.

Pablo Neruda

Pablo Neruda (asıl ismi: Ricardo Eliezer Neftalí Reyes Basoalto) (12 Temmuz 1904 Parral, Şili - 23 Eylül 1973 Santiago), Şilili yazar ve şair.
Hayatı

Şili'de demiryolu işçisi bir baba ve öğretmen bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Annesini çok küçükken kaybetti. 13 yaşındayken yerel "La Mañana" gazetesindeki bazı makalelerle katkıda bulunmaya başladı. 1920'de "Selva Austral" isimli edebiyat dergisinde "Pablo Neruda" adıyla yazmaya başladı. Şair, bu takma ismi Çek şair Jan Neruda'da anısına seçmişti. Daha sonra bu isim yasal adı olarak kalmıştır. İlk kitabı Crepusculario 1923 yılında yayınladı. Sonraki sene şairin en tanınmış ve pek çok dile çevrilmiş olan eserlerinden Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı(Veinte poemas de amor y una cancion desesperada) basıldı. Edebi çalışmalarına devam ederken, bir yandan da Santiago'daki Şili Üniversitesi'nde Fransızca ve pedagoji okudu. 1927-1935 arası hükümetin elçisi oldu ve Burma, Seylan, Java, Singapur, Buenos Aires, Barselona ve Madrid'te görev yaptı. Bu dönemde yazdığı şiirler ezoterik sürrealist şiir kitabı "Residencia en la tierra" (1933)da toplanmıştır.

İspanya İç Savaşı ve García Lorca'nın ölümü onu çok etkiledi ve önce İspanya sonra da Fransa'da Cumhuriyetçi harekete katılmasına neden oldu. Bu sırada şiirlerini topladığı Kalbimdeki İspanya (España en el Corazón (1937)) üzerine çalışmaya başladı. Kalbimdeki İspanya iç savaş sırasında cephede basılması açısından önemlidir. Aynı yıl ülkesine dönen Neruda'nın daha sonraki eserlerini siyasi ve sosyal konular üzerine oluşturmuştur.

1939'da Paris'te İspanyol göçmenler için konsolosluk görevine getirildi. Meksika'daki konsolosluk görevi sırasında Canto General de Chile'yi yazdı. Bu eserde bütün Güney Amerika kıtasının doğası, insanları ve tarihi yazgısı epik şiir şeklinde anlatılmaktadır. Eser, 1950'de Meksika'da basılırken, Şili'de de el altından yayınlandı. Yaklaşık 250 şiirin yer aldığı eser, on kadar dile çevrildi ve bu çeviriler yüzünden Neruda elçilik yaptığı ülkelerde zorluklar yaşadı.

1943'te Şili'ye dönen Neruda, 1945'te senatör seçildi ve Şili Komünist Partisi'ne katıldı. 1947'de Başkan González Videla'nın grevdeki madencilere yönelik baskıcı protestolarını protesto ettiği için, 2 yıl boyunca kendi ülkesinde kaçak yaşadı. 1949'da yurt dışına çıktı ve 1952'ye kadar çeşitli ülkelerde bulundu. Bu dönemde yazdığı eserler politik aktivitelerinin damgasını taşır. Örneğin Las Uvas y el Viento (1954) Neruda'nın sürgündeki günlüğü gibidir.

Yaşamı boyunca güçlü siyasi duruşuyla tanınan Neruda, ülkesindeki ve İspanya'daki faşizme karşı durmuştur. 1970 yılında Şili başkanlığına aday gösterilmiş, ancak daha sonra başkan seçilen Salvador Allende'yi desteklemiştir. Allende seçilince Neruda'yı Şili'nin Fransa elçisi olarak görevlendirdi. 1971 yılında edebiyat dalında Nobel Ödülü aldı. 1972 yılında sağlık sorunları nedeniyle elçilik görevini bırakarak Şili'ye döndü. 24 Eylül 1973'de kalp yetmezliğinden hayatını kaybetti.

Eserleri

* Crepusculario (Alacakaranlık Kitabı), 1923
* Veinte poemas de amor y una canción desesperada (Yirmi Aşk Şiiri ve Umutsuz Bir Şarkı), 1924
* Tentativa del hombre infinito. – Santiago : Nascimento, 1926
* Anillos / Pablo Neruda, Tomás Lago. – Santiago : Nascimento, 1926
* El habitante y su esperanza. – Santiago : Nascimento, 1926
* El hondero entusiasta. – Santiago : Empresa Letras, 1933
* Residencia en la tierra : 1925-1931. – Santiago : Nascimento, 1933
* Residencia en la tierra : 1925-1935. – Enl. ed. – Madrid : Cruz & Raya, 1935 ­. – 2 vol.
* España en el corazón. – Santiago : Ercilla, 1937
* Las furias y las penas. – Santiago : Nascimento, 1939
* Canto general de Chile : Fragmentos. – Mexico City : Privately published, 1943
* Tercera residencia : 1935-1945. – Buenos Aires : Losada, 1947
* Alturas de Macchu Picchu. – Santiago : Librería Neira, 1947
* Canto general. – Mexico City : Talleres Gráficos de la Nación, 1950
* Los versos del capitán. – Napol : Naples: L'Arte Tipografica, 1952
* Las uvas y el viento. – Santiago : Nascimento, 1954
* Odas elementales. – Buenos Aires : Losada, 1954
* Nuevas odas elementales. – Buenos Aires : Losada, 1956
* Obras completas. – Buenos Aires : Losada, 1957. – Enl. ed. 1962, 2 vol. – Enl. ed. 1967. – Enl. ed. 1973, 3 vol.
* Tercer libro de las odas. – Buenos Aires : Losada, 1957
* Estravagario. – Buenos Aires : Losada, 1958
* Navegaciones y regresos. – Buenos Aires : Losada, 1959
* Cien sonetos de amor. – Santiago : Editorial Universitaria, 1959
* Canción de gesta. – Havana : Casa de las Américas, 1960
* Las piedras de Chile. – Buenos Aires : Losada, 1961
* Cantos ceremoniales. – Buenos Aires : Losada, 1961
* Plenos poderes. – Buenos Aires Losada, 1962
* Memorial de Isla Negra. – Buenos Aires : Losada, 1964. – 5 vol.
* Arte de pájaros. – Santiago : Sociedad de Amigos del Arte Contemporáneo, 1966
* Una casa en la arena. – Barcelona : Lumen, 1966
* Fulgor y muerte de Joaquín Murieta : bandido chileno injusticiado en California el *23 de julio de 1853. – Santiago : Zig-Zag, 1967
* La barcarola. – Buenos Aires : Losada, 1967
* Las manos del día. – Buenos Aires : Losada, 1968
* Fin de mundo. – Santiago : Sociedad de Arte Contemporáneo, 1969
* Aún. – Santiago : Nascimento, 1969
* Maremoto. – Santiago : Sociedad de Arte Contemporáneo de Santiago, 1970
* La espada encendida. – Buenos Aires : Losada, 1970
* Las piedras del cie. – Buenos Aires : Losada, 1970
* Geografía infructuosa. – Buenos Aires : Losada, 1972
* Incitación al nixonicidio y alabanza de la revolución chilena. – Buenos Aires : Losada, 1973
* La rosa separada. – Buenos Aires : Losada, 1973
* El mar y las campanas. – Buenos Aires : Losada, 1973
* Jardín de invierno. – Buenos Aires : Losada, 1974
* 2000. – Buenos Aires : Losada, 1974
* El corazón amarillo. – Buenos Aires : Losada, 1974
* Libro de las preguntas. – Buenos Aires : Losada, 1974
* Elegía. – Buenos Aires : Losada, 1974
* Defectos escogidos. – Buenos Aires : Losada, 1974
* Confieso que he vivido. – Barcelona : Seix Barral, 1974 (Yaşadığımı İtiraf Ediyorum)
* Cartas a Laura. – Madrid : Ediciones Cultura Hispánica del Centro Iberoamericano de Cooperación, 1978
* Para nacer he nacido. – Barcelona : Seix Barral, 1978
* El río invisible : poesía y prosa de juventud. – Barcelona : Seix Barral, 1980
* Cuadernos de Temuco : 1919-1920 / edición y prólogo de Víctor Farías. – Buenos Aires : Seix Barral, 1996
* Yo acuso : discursos parlamentarios (1945-1948) / edición a cargo de Leonidas Aguirre Silva. – Bogotá : *Editorial Oveja Negra, 2002

Orhan Ferit Pamuk

Orhan Ferit Pamuk (d. 7 Haziran 1952, İstanbul) Türk romancı. 2006 yılında Nobel Edebiyat Ödülünü kazanarak Nobel ödülü alan ilk Türk vatandaşı ve bu ödülü alan en genç iki kişiden biri olmuştur. Kitapları 46 dile çevrilmiş ve 100'ü aşkın ülkede yayımlanmıştır. Yazarlıktan başka hiçbir işle uğraşmamıştır. 2005 yılında Prospect dergisi tarafından dünyanın 100 entelektüeli arasında gösterilmiş, 2006 yılında ise TIME dergisi tarafından dünyanın en etkili 100 kişisinden biri seçilmiştir. Postmodern romancılar arasında sayılmaktadır.

Özel yaşamı

Orhan Ferit Pamuk 7 Haziran 1952'de varlıklı bir ailenin son çocuğu olarak İstanbul'un Moda semtinde özel bir hastanede dünyaya geldi. Babası da, dedesi ve amcası gibi yüksek mühendisti. Aile servetinin temelini dedesi atmıştı. Babası IBM firmasının Türkiye bölümünde genel müdürlük yapmış olan Gündüz Pamuk, annesi 1700'lü yıllarda Girit valiliği yapmış olan İbrahim Paşa'nın soyundan gelen Şeküre Hanım'dır.
Orhan Pamuk, Cevdet Bey ve Oğulları (1982) kitabındaki gibi bir ev ve ailede, İstanbul'un Nişantaşı semtinde büyüdü. İlk ve orta öğrenimini sırasıyla Işık Lisesi ve Şişli Terakki Lisesi'nde yaptı. Uzun yıllar ressam olma hayali kurarak Robert Koleji'nde okudu. İstanbul Teknik Üniversitesi'nde okurken, mimar ya da ressam olamayacağına karar verip okulu bıraktı. Devam zorunluluğu olmadığı için yazıya daha çok vakit ayırabileceğini düşünerek İstanbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsü'ne girdi ve buradan mezun oldu. Ardından başladığı yüksek lisans eğitimini yarım bıraktı. Fakat Kar romanı dışında bu meslekte hiç çalışmadı. (Kar romanı için Kars'a gerçekleştirdiği gezilerde o dönem Sabah gazetesi Yönetim Kurulu Başkanı Zafer Mutlu'nun da yardımıyla kendisine basın personeli tanıtım kartı çıkartmış, romanında kullanacağı Kars'ı daha yakından tanıma amaçlı olan bu gezilerde, şehirdeki halka kendini gazeteci olarak tanıtmıştır.)

Orhan Pamuk 1982 yılında Aylın Türegün'le evlendi. 1991'de Rüya isimli bir kız çocuğu sahibi olan çift 2001 yılında boşandı. Orhan Pamuk'un ağabeyi Şevket Pamuk İktisat tarihçisi olup Boğaziçi Üniversitesi'nde öğretim üyesi olarak görev yapmaktadır.

1985-1988 yılları arasında Iowa Üniversitesi tarafından verilen International Writing Program (IWP) kursuna katıldı. Amacı dünyanın değişik bölgelerinden gelen ve gelecek vaat eden yazarların Amerikan hayatını tanımaları ve kitaplarını yazabilecek güzel bir ortama kavuşmaları olan kurs sonrasında kendi deyimiyle "hayatı değişti". İlk kitabından itibaren yurtiçinde ve yurtdışında ödüller aldı. Kitapları hem çok satıldı hem de edebi açıdan olumlu tepkiler aldı.

Yazarlık kariyeri

Orhan Pamuk yazarlığa 1974 yılında başladı. 1979 yılında ilk romanı olan Karanlık ve Işık ile katıldığı Milliyet Roman Yarışmasında birincilik ödülünü Mehmet Eroğlu ile paylaştı. Bu romanı ancak 1982 yılında Cevdet Bey ve Oğulları adıyla yayımlandı. 1983 yılında bu kitapla Orhan Kemal Roman Ödülüne layık görüldü.
Pamuk'un daha sonra yazdığı kitaplar da çok sayıda ödül kazandı. İkinci romanı olan Sessiz Ev 1984 yılında Madaralı Roman Ödülünü kazandı. Bu romanın Fransızca tercümesi de 1991 yılında Prix de la Découverte Européenne ödülüne hak kazandı. 1985 yılında yayımlanan tarihi romanı Beyaz Kale (Bu romanda yazar, Fuad Carım çevirisinin Güncel Yayıncılık'tan Pedro'nun Zorunlu İstanbul Seyahati adlı eserinden intihal yapıldığı iddia edilmektedir. Hatta cümlelerden öte, romanın örgüsüde bahsi geçen romandan alındığı söylenmektedir. ) Bu kitabıyla 1990 yılında ABD'de Independent Award for Foreign Fiction ödülünü kazandı ve yurtdışında tanınmaya başlandı Orhan Pamuk, 2002 yılında yayımlanan Kar kitabını, Türkiye'nin etnik ve politik meseleleri üzerine kurulu bir politik roman olarak tanımlamaktadır. Kar romanı Amerika'da 2004 yılında "yılın en iyi 10 kitabından biri" olarak gösterilmiştir. Yıllar geçtikçe Orhan Pamuk'un Türkiye dışındaki ünü artmaya devam etti. 1998 yılında yayımlanan Benim Adım Kırmızı 24 dile çevrildi ve 2003 yılında İrlanda'nın ünlü International IMPAC Dublin Literary Award ödülünü kazandı.

Romanlarının dışında, yazılarından ve söyleşilerinden seçmelerin ve bir hikâyesinin yer aldığı Öteki Renkler (1999) ve Ömer Kavur'un yönettiği Gizli Yüz adlı filmin senaryosu (1992) vardır. Bu senaryo, 1990 yılında yayımladığı Kara Kitap romanındaki bir bölümden yola çıkılarak yazılmıştır.

Orhan Pamuk, romancılığının yanısıra insan hakları, düşünce özgürlüğü, demokrasi ve benzeri konulardaki düşüncelerini makaleler ve söyleşiler yoluyla aktarmaktadır. Şubat 2005 tarihinde İsviçre'de yayımlanan Tages-Anzeiger, Basler Zeitung, Berner Zeitung ve Solothurner Tagblatt adlı gazetelerin haftalık eki olarak çıkan Das Magazin dergisine verdiği demeçte ifade ettiği "Bu topraklarda 30 bin Kürt ve 1 milyon Ermeni öldürüldü ama hiç kimse bunları konuşmaya cesaret edemiyor." sözleri Türkiye'de büyük eleştirilere neden oldu. Yazar, bu sözlerinden ötürü Türklüğe hakaret suçuyla 6 ay ila 3 yıl hapis istemiyle mahkemeye verildi. Mahkeme dünya çapında büyük ilgi uyandırdı. Orhan Pamuk'a karşı açılan bu dava T.C. Adalet Bakanlığı'nın onayını gerektiriyordu. Bu onay verilmeyince 22 Ocak 2006 tarihinde mahkeme yetkisizlik kararı verdi ve dava düştü

Orhan Pamuk ABD'de yayımlanan Time dergisinin 8 Mayıs 2006 tarihli sayısının "Time 100: Dünyamızı Biçimlendiren Kişiler" başlıklı kapak yazısında tanıtılan 100 kişiden biri oldu. 2007 Mayıs'ında yapılan 60. Cannes Film Festivali'nde jüri üyeliği yapmıştır


Nobel Ödülü

Orhan Pamuk 12 Ekim 2006 tarihinde Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanarak Nobel Ödülünü kazanan ilk Türk vatandaşı olarak tarihe geçti. Nobel ödüllerini dağıtan İsveç Akademisi'ne yakın çevreler Orhan Pamuk'tan ziyade Adonis adıyla tanınan Suriyeli şair Ali Ahmet Said'e şans tanımaktaydılar. Ancak Akademi'nin 12 Ekim 2006 günü saat 14:00 civarında yayımladığı,
“ 2006 Nobel Edebiyat Ödülü 'Kentinin melankolik ruhunun izlerini sürerken kültürlerin birbiriyle çatışması ve örülmesi için yeni simgeler bulan' Orhan Pamuk'a verilmiştir. ”

şeklindeki basın bildirisiyle Nobel Edebiyat Ödülü'nün Orhan Pamuk'a verildiği resmen açıklandı.Pamuk 7 Aralık 2006'da, İsveç Akademisi'nde Babamın Bavulu başlığı altında hazırladığı Nobel konuşmasını Türkçe yaptı, Türkçe bilmeyen izleyiciler ellerindeki çeviri metinden konuşmayı takip etti, birçok televizyon kanalı konuşmasını canlı yayınladı.Orhan Pamuk ödülünü 10 Aralık 2006 günü Stockholm Konser Salonu'nda düzenlenen ödül töreninde İsveç kralı Carl Gustaf'ın elinden aldı.

Romancılığı
Orhan Pamuk'un romancılığı postmodern roman kategorisinde değerlendirilmektedir. Eleştirmen Yıldız Ecevit Orhan Pamuk'u Okumak adlı kitabında onun avangard romancılığını değerlendirmektedir. Özellikle Beyaz Kale, Kara Kitap, Yeni Hayat, Benim Adım Kırmızı'dan yola çıkarak bize kendisini ve olayların gelişimini anlatır. Aynı şekilde edebiyat tarihçisi Jale Parla da Don Kişot'tan Günümüze Roman adlı kapsamlı yapıtında, Benim Adım Kırmızı'dan hareketle Orhan Pamuk'un karşılaştırmalı edebiyat bağlamında irdeler. Parla'ya göre Pamuk, Türk romanının aldığı önemli dönemeçlerin sahibi olan bir yazardır. Doğu-batı sorunsalıyla estetik düzeyde hesaplaşmaya yönelen Ahmet Hamdi Tanpınar ve Oğuz Atay gibi önemli yazarlardan birisidir Pamuk; bu sorunsalı kültürel ve felsefi içerimleriyle edebiyatına taşımış, özellikle Kara Kitap'ta bu tema bağlamında önemli, çok katmanlı bir edebi metin örneği sergilemiştir.

Eleştiriler

Milliyetçi kesimlerce sık sık yerilen yazar, Derin Dalga diye adlandırılan, genç vatansever kesim tarafından "Batı'nın Türkiye'deki kalemi" olarak tanımlanmaktadır[kaynak belirtilmeli]. Aynı çevrelerde isminin birlikte anıldığı yazarlar arasında Elif Şafak ve Yaşar Kemal gibi ünlü isimler de yer alıyor. Ayrıca yazılarında intihal (başka eserlerden kaynak göstermeden alıntı) yaptığı iddiaları da gündeme getirilmiştir.

Orhan Pamuk'un Nobel Edebiyat Ödülünü kazanması değişik tepkilerle karşılaştı. Yazarı görüşlerinden dolayı geçmişte eleştirmiş bazı kişiler kazandığı ödülden dolayı tebrik ederken, bazı kişiler ödülün Pamuk'a Türkiye'yi aşağılayıcı tutumundan dolayı verildiği iddiasında bulunarak Pamuk'a sırt çevirmeyi tercih ettiler. Orhan Pamuk Nobel ödülünü almadan on ay önce 19 Aralık 2005 Cumhuriyet Gazetesi'nde yayımlanan Erol Manisalı'nın "Orhan Pamuk Nobel'i Garantiledi" başlıklı yazısı Pamuk'un ödülü almasının ardından popülerleşti ve Orhan Pamuk'un Nobeli hakkındaki olumsuz eleştiriler bu yönde gelişti. TRT'de Banu Avar'ın hazırlayıp sunduğu "Sınırlar Arasında" adlı belgeselin Pamuk'un Nobel ödülünü almasından bir gün sonra yayımlanan bölümünde Pamuk, Nobel ödülleri ve İsveç ile ilgili olumsuz eleştiriler yer aldı. Demirtaş Ceyhun hazırladığı imza metininde Orham Pamuk'un kitaplarını "Amerikan patentli postmodern romanlar olarak" adlandırmış ve "Nobel ödülünün Pamuk'a verilmiş bir ücret" olduğunu söylemiştir. Basında Cumhurbaşkanı Ahmet Necdet Sezer'in Orhan Pamuk'u kutlamadığına dikkat çekildi

Orhan Pamuk'un yargılanmasına sebep olan Kürt ve Ermeniler hakkında söylemiş olduğu sözlerin yanında eserlerinde Atatürk hakkında kullandığı üslup ve yazıları da oldukça eleştirildi. Aşağıdaki paragraf yazarın kitaplarından alıntıdır:

Çocukluğunda kız kardeşiyle tarlada karga kovalayan sapık bir padişah... Sonra kasaba meydanına dolanır, Atatürk heykeline sıçan güvercinleri ayıplar... Atatürk kendini içkiye vermiş meyhane kalabalığına Cumhuriyet'i emanet etmiş olmanın güveniyle gülümsüyordu... Atatürk'ün leblebi zevkinin ülkemiz için ne büyük bir felaket olduğu...

İntihal suçlaması

Bir kısım edebiyatçı Orhan Pamuk'un eserlerindeki bazı bölümlerin diğer yazarlara ait başka eserlerden fazlasıyla esinlendiğini savunmakta, özellikle bazı romanlarındaki belli kısımların diğer kitaplardan neredeyse tamamen alıntı olduğunu öne sürmektedir. Hürriyet Gazetesi yazarı Murat Bardakçı 26 Mayıs 2002 tarihinde belgeleri ile yazarı sahtecilik ve intihal ile suçlamıştır. Murat Bardakçı'ya göre Orhan Pamuk'un Benim Adım Kırmızı romanı, hikayesi ve anlatım şekli ile Amerikalı yazar Norman Mailer'in Ancient Evenings adlı romanının bir kopyasıdır. Ayrıca suçlamalara göre Orhan Pamuk'un Beyaz Kale adlı romanı Fuad Carım'ın Kanuni Devrinde İstanbul isimli eserinden birebir pasajlar içermektedir.[19] Orhan Pamuk günümüze dek bu konuyla ilgili herhangi bir açıklamada bulunmamıştır.

Orhan Pamuk davası

Yazar Orhan Pamuk, Das Magazin adlı haftalık İsviçre dergisine verdiği bir röportajda, "Bu topraklarda 30 bin Kürt ve 1 milyon Ermeni öldürüldü. Benden başka kimse bundan bahsetmeye cesaret edemedi" açıklamasında bulununca hakkında TCK'nın 301. maddesinden ‘Türklüğe hakaret’ davası açılmıştı.

16 Aralık 2005'de ilk duruşması yapılan Pamuk davası Adalet Bakanlığı'ndan beklenen yazı gelmediği için 7 Şubat 2006 tarihine ertelenmişti.

Şişli Asliye Ceza Mahkemesi, bu tür davalar için Adalet Bakanlığı'nın yazılı izninin gerektiğini belirtmiş ve izin verilip verilmediğinin sorulması için bakanlığa yazı yazılmasına karar vermiş, duruşmayı da 7 şubata ertelemişti. Duruşmanın ertelenmesi kararına AB yetkililerinden tepki gelmiş, yetkililer birbiri ardına eleştirilerde bulunmuştu.

Dava günü Şişli Adliyesi önündeki Pamuk ve yabancı yetkililere yönelik protesto gösterileri de, Türkiye ve dünya basınında önemli yer tutmuştu.

AB - Türkiye Karma Parlamento Eş Başkanı Joost Lagendijk, "hükümet, parlamentoya değişiklik yasası getirebilir. Yapılacak şey budur. Türkiye'nin imajına büyük bir zarar vermiştir. Avrupa'da kötü bir imaj doğmuştur. Ünlü bir yazar hakkında dava açarsanız, dışarıda milliyetçiler bu yazarı dövmek için arabasına saldırırsa, burada ciddi bir sorun vardır" demişti.

AP Türkiye Raportörü Camiel Eurlings de, hükümetin yazar Orhan Pamuk davasını düşürmesi gerektiğini belirterek, hükümet reform taahhüdüne sadık kalmalı şeklinde konuşmuştu.

Türkiye ile AB arasında ciddi gerilime neden olan Orhan Pamuk’un hakkındaki dava 22 Ocak 2006 tarihinde düştü.

Adalet Bakanlığı, Şişli İkinci Asliye Ceza Mahkemesi'ne gönderdiği yazıda, Yeni Ceza Yasası gereği izin yetkisi olmadığını hatırlatarak, Pamuk'un yargılanması için Adalet Bakanlığı’nın izin verdiğine ilişkin belge bulunmadığı gerekçesiyle davanın düşmesine karar vermişti.

Yayımlanmış eserleri

Türkçe

* Cevdet Bey ve Oğulları, roman, İstanbul, Can Yayınları, 1982, ISBN 975-470-455-4
* Sessiz Ev, roman, İstanbul, Can Yayınları, 1983, ISBN 975-510-215-9
* Beyaz Kale, roman, İstanbul, Can Yayınları, 1985, ISBN 975-470-454-6
* Kara Kitap, roman, İstanbul, Can Yayınları, 1990, ISBN 975-470-453-8
* Gizli Yüz, senaryo, İstanbul, Can Yayınları, 1992, ISBN 975-470-503-8
* Yeni Hayat, roman, İstanbul, İletişim Yayınları, 1994, ISBN 975-470-445-7
* Benim Adım Kırmızı, roman, İstanbul, İletişim Yayınları, 1998, ISBN 975-470-711-1
* Öteki Renkler, yazılarından ve söyleşilerinden seçmeler, 1999, ISBN 975-470-765-0
* Kar, roman, İstanbul, İletişim Yayınları, 2002,ISBN 975-470-962-9
* İstanbul: Hatıralar ve Şehir, anı, İstanbul, Yapı Kredi Yayınları (YKY), 2003, ISBN 975-08-0716-2

Ayrıca bakınız: Orhan Pamuk'un diğer dillerde yayımlanmış eserleri

Ödülleri

* 1979 Milliyet Roman Yarışması Ödülü Karanlık ve Işık (iki yazar arasında paylaşıldı)
* 1983 Orhan Kemal Roman Ödülü Cevdet Bey ve Oğulları
* 1984 Madaralı Roman Ödülü Sessiz Ev
* 1990 Independent Yabancı Roman Ödülü (Birleşik Krallık) Beyaz Kale
* 1991 Prix de la Découverte Européene (Fransa) Sessiz Ev (Fransızca çevirisi nedeniyle)
* 1991 Antalya Altın Portakal film festivali en iyi senaryo Gizli Yüz
* 2002 Prix du Meilleur Livre Etranger (Fransa) Benim Adım Kırmızı
* 2003 Premio rinzane Cavour (İtalya) Benim Adım Kırmızı
* 2003 International Impac-Dublin Literary Award (İrlanda)
* 2005 Prix Médicis Etranger (Fransa) Kar
* 2005 Alman Yayıncılar Birliği'nin Barış Ödülü (Almanya)
* 2005 Richarda Huch Ödülü (Almanya)
* 2006 Le Prix Méditerranée étranger Ödülü (Fransa) Kar
* 2006 Nobel Edebiyat Ödülü

Odisseus Elitis

Odisseus Elitis (Οδυσσέας Ελύτης) Yunan şair.

Odisseus Elitis'in asıl adı Odysseus Alepoudhelis'tir. 2 Kasım 1911'de Girit'te Kandiye'de (Iraklion) doğdu. Ailesi, üç yaşındayken Birinci Dünya Savaşı başlayınca Atina'ya göç etti. Atina Üniversitesi Hukuk Fakültesi'ni bitirdi. Ailesi fabrikatördü. Almanya'nın Yunanistan'ı, İtalya'nın Arnavutluk'u işgali sırasında Arnavutluk'ta anti-faşist direniş cephesinde çarpıştı. 1948-1952 yılları arasında Paris'de yaşadı. 1953'te ülkesine döndü. 1960'da Ulusal Şiir Ödülü'nü aldı. 1969-1972 cunta yıllarında yine Paris'de yaşadı. 1979'da Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı. Elitis 18 Mart 1996'da Atina'da öldü.

Octavio Paz

Octavio Paz, (d. 31 Mart 1914 – ö. 19 Nisan 1998). Meksikalı yazar, şair ve diplomat.

1990 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü almıştır.

Necib Mahfuz

Necib Mahfuz, 1988 Nobel Edebiyat Ödülü sahibi Mısırlı yazardır (11 Aralık 1911 - 30 Ağustos 2006).

Hayatı

Mahfuz, Kahire'nin Cemaliye bölgesinde doğmuştur. Adını kendisini doğurtan Profesör Necib Paşa Mahfuz'dan almıştır. 70 yıllık kariyeri boyunca 34 roman, 350 küsur kısa hikaye yayımlamıştır. Kitaplarının birçoğu Arap fimlerine konu olmuştur.

Edebiyata olan ilgisi, 1920'lerde Mustafa Lutfi el-Manfuluti'nin makale ve şiirlerini okumasıyla başladı. Abbas Mahmud el-Akkad, Taha Hüseyin, İbrahim el-Mazinî, M. Hüseyin Heykel, ilk dönemde kendilerinden en çok etkilendiği yazarlar arasındadır.

Yazı hayatına, 1928'de Selame Musa'nın çıkardığı el-Mecelle el-Cedide dergisinde yayımladığı değini yazıları ve öykülerle başladı. Kahire Üniversitesi'nde felsefe öğremi gören Mahfuz'un ilk romanı Abes el-Akdar 1939'da yayımlandı.

Değişik kurumlarda çalışan Mahfuz, en son Kültür Bakanlığında müsteşar olarak görev yaptı. 1971'de söz konusu görevinden emekli olmasından bu yana, el-Ahram gazetesinde yazar olarak çalışmıştır.

Mısır Devlet Başkanı Enver Sedat'a İsrail ile yaptığı barış antlaşmasında verdiği açık destekten ötürü birçok Arap ülkesinde kitapları yasaklandı. 1988 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldıktan sonra bu yasaklar kalktı.


2006 Temmuz'unda düşerek kafasından yaralandı. 30 Ağustos 2006 günü Kahire'de vefat etti. Mahfuz ülser, böbrek ve kalp rahatsızlıklarından mustaripti.

31 Ağustos 2006 günü Kahire'de devlet töreniyle uğurlandı.


Eserleri

* Old Egypt (1932) مصر القديمة
* Whisper of Madness (1938)همس الجنون
* Mockery of the Fates (1939) عبث الأقدار
* Rhadopis of Nubia (1943) رادوبيس
* The Struggle of Tyba (1944) كفاح طيبة
* Modern Cairo (1945) القاهرة الجديدة
* Khan al-Khalili (1945) خان الخليلى
* Midaq Alley (1947) زقاق المدق (Midak Sokağı)
* The Mirage (1948) السراب
* The Beginning and The End (1950) بداية ونهاية
* Cairo Trilogy (1956-57) الثلاثية
* Palace Walk (1956) بين القصرين
* Palace of Desire (1957) قصر الشوق
* Sugar Street (1957) السكرية
* Children of Gebelawi (1959) أولاد حارتنا
* The Thief and the Dogs (1961) اللص والكلاب (Hırsız ve Köpekler)
* Quail and Autumn (1962) السمان والخريف (Bıldırcın ve Sonbahar)
* God's World (1962) دنيا الله
* Zaabalawi (1963)
* The Search (1964) الطريق
* The Beggar (1965) الشحاذ (Dilenci)
* Adrift on the Nile (1966) ثرثرة فوق النيل
* Miramar (1967) ميرامار (Miramar)
* The Pub of the Black Cat (1969) خمارة القط الأسود
* A story without a beginning or an ending (1971)حكاية بلا بداية ولا نهاية
* The Honeymoon (1971) شهر العسل
* Mirrors (1972) المرايا
* Love under the rain (1973) الحب تحت المطر
* The Crime (1973) الجريمة
* al-Karnak (1974) الكرنك
* Respected Sir (1975) حضرة المحترم
* The Harafish (1977) ملحمة الحرافيش
* Love above the Pyramid Plateau (1979) الحب فوق هضبة الهرم
* The Devil Preaches (1979) الشيطان يعظ
* Love and the Veil (1980) عصر الحب
* Arabian Nights and Days (1981) ليالى ألف ليلة
* Wedding Song (1981) أفراح القبة
* One hour remains (1982) الباقي من الزمن ساعة
* The Journey of Ibn Fattouma (1983) رحلة إبن فطومة
* Akhenaten, Dweller in Truth (1985) العائش فى الحقيقة
* The Day the Leader was Killed (1985) يوم مقتل الزعيم (Başkanın Öldürüldüğü Gün)
* Fountain and Tomb (1988)
* Echoes of an Autobiography (1994)
* Dreams of the Rehabilitation Period (2004) أحلام فترة النقاهة
* The Seventh Heaven (2005)

Gabriel José de la Conciliación García Márquez

Gabriel José de la Conciliación García Márquez (6 Mart, 1928) Kolombiyalı yazar, romancı. 2005 itibarı ile Ciudad de Mexico'da yaşıyordu.

Hayatı

1928'de kuzey Kolombiya’da küçük bir şehir olan Aracataca'da doğdu. Márquez 12 yaşında kazandığı bir burs sonucu başkent Bogota'nın 30 km kuzeyindeki Zipaquirá şehrinde Compañía de Jesús 'da eğitim gördü.1946 yılında ebeveynlerinin isteği üzerine Universidad Nacional de Colombia 'da hukuk eğitimi almaya başladı. Márquez burada, daha sonra karısı olacak Mercedes Barcha Pardo ile tanıştı.

Hukuk eğitiminden sıkıldığından 1950 yılında okulu yarım bırakan Márquez, şiir ve edebiyatla igilenmeye başladı. Özellikle igilendiği eserler Ernest Hemingway, James Joyce, Virginia Woolf ve William Faulkner 'a ait olanlardı. Ama yazarın üzerinde en fazla etkiye sahip yazar Franz Kafka ve onun öyküsü "Dönüşüm" olmuştur..

1954 yılından sonra küçük öykü ve film senaryoları da yazdığı "El Espectador" gazatesinde çalışmaya başlamıştır. Gazatecilik mesleği onu Roma, Polonya, Macaristan, Paris, Karakas ve New York gibi yerlere sürüklemiştir.Bu arada da sürekli öykü ve senaryo yazmaya devam eden yazar 1967'de yazdığı "Yüzyıllık Yalnızlık" adlı romanı 10 milyon adetten fazla satınca yazarlığa başarılı bir geçiş yapmıştır.

Gabriel Marquez editörlerin ricası ile batmak üzere olan Cambio adlı dergiyi satın alarak kendisi de bu dergide haberci olarak çalışmaya başlamıştır. Dergiyi satın alışını "Nobel ödülü aldıktan sonra çok para isterim diye kimse beni işe almak istemiyordu. Neyse, dergi aldım da bu dertten kurtuldum." söyleri ile açıklamıştır.

Yazarın 70. yaşgünü kutladığı 1997 yılı medya tarafından Gabriel Marquez yılı olarak ilan edilmiştir.

Marquez ve sinema

Marquez bir edebiyatçı olarak sinema sanatına mesafeli durmuştur. Ona göre sinema izleyicisi tutsaktır, okur ise uçabilir. Okur roman kahramanlarını istediği gibi canlandırıp istediği mekanlara yerleştirebilir. Bir roman filme alındığında ise roman kahramanı artık kendisini canlandıran aktörle hatırlanmaya mahkumdur. Marquez bu gibi gerekçelerle romanlarının filme alınmasına izin vermemiş bunun yerine senaryo yazmayı daha uygun bulmuş ve sinema ile olan tek ilişkisinin bundan ibaret olduğunu belirtmiştir.

Türkçe'ye Çevrilmiş Eserleri

Roman

* Aşk ve Öbür Cinler ,1994 (Del amor y otros demonios)
* Başkan Babamızın Sonbaharı ,1975 (El Otoño del patriarca)
* Benim Hüzünlü ******larım ,2004 (Memoria de mis putas tristes)
* Kırmızı Pazartesi ,1981 (Cronica De Una Muerte Anunciada)
* Kolera Günlerinde Aşk ,1985 (El amor en los tiempos del cólera)
* Labirentindeki General ,1989 (El general en su laberinto)
* Şili'de Gizlice ,1986 (La aventura de Miguel Littín clandestino en Chile)
* Bir Kaçırılma Öyküsü ,1996 (Noticia de un secuestro)
* Yüzyıllık Yalnızlık ,1967 (Cien años de soledad)
* Şer Saati ,1962 (La Mala hora)

Öykü

* Albaya Mektup Yazan Kimse Yok ,1961 (El coronel no tiene quien le escriba)
* Bir Kayıp Denizci ,1955 (Relato de un náufrago)
* Hanım Ana'nın Cenaze Töreni ,1962 (Los funerales de la Mamá Grande)
* On İki Gezici Öykü ,1992 (Doce cuentos peregrinos)
* Yaprak Fırtınası ,1955 (La hojarasca)
* iyi kalpli erendira ile insafsız büyükannesinin inanılmaz ve acıklı öyküsü ,1972 (La increíble y triste historia de la cándida Eréndira y de su abuela desalmada)
* Sevgiden Öte Sürekli Ölüm

Anı

* Anlatmak için yaşamak ,2002 (Vivir para Contarla)

Diğer Eserleri

* Un día después del sábado, 1955
* Monólogo de Isabel viendo llover en Macondo, 1968.
* Cuando era feliz e indocumentado, 1973.
* Chile, el golpe y los gringos, 1974.
* Ojos de perro azul, 1974.
* El otoño del patriarca, 1975.
* Todos los cuentos (1947-1972), 1976.
* Textos costeños, 1981.
* Viva Sandino, 1982.
* El olor de la guayaba, 1982.
* El secuestro, 1982.
* El asalto: el operativo con el que el FSLN se lanzó al mundo, 1983.
* Erendira, 1983.
* Kızıl Oidipus, senaryo 1996
* Erendira, senaryo

Toni Morrison

Toni Morrison (doğum 18 Şubat 1931) ABD'li Nobel ödüllü yazar.

Morrison "Afrikalı-Amerikalı" edebiyatının tanınması ve gelişmesinde önemli rol oynamış, üretken bir yazardır. Sevgili (Beloved) adlı romanıyla 1988 yılında Pulitzer Ödülünü kazandı. Eserleri Morrison'a ayrıca, 1993 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazandırdı.

Gabriela Mistral

Gabriela Mistral, asıl adı Lucila de María del Perpetuo Socorro Godoy Alcayaga, (d. 7 Nisan 1889 Vicuña, Şili - ö. 10 Ocak 1957 New York, ABD) Şilili şair ve diplomat. 1945'de edebiyat dalında Nobel Ödülü'nü aldı. Bu ödüle layık görülen ilk Latin Amerikalı oldu.

Eserleri

* Sonetos de la muerte, 1914.
* Desolación, 1922.
* Lecturas para mujeres, 1923.
* Ternura, 1924.
* Nubes blancas y breve descripción de Chile, 1934.
* Tala, 1938.
* Antología, 1941.
* Lagar, 1954.
* Recados contando a Chile, 1957.
* Poema de Chile, 1967.

Frederic Mistral

Frederic Mistral, (Fransızca: Frédéric Mistral; d. 8 Eylül 1830 Maillane-Arles, Bouches-du-Rhône; ö. 25 Mart 1914) Fransız şair ve dilbilimci. 19'ncı yüzyıl Fransası'nın önde gelen edebiyatçılarından kabul edilir; Fransa'nın güney kesimlerinde konuşulan Occitan (Provençal) ağzı üzerine yaptığı araştırmalarla tanındı. 1904 yılında José Echegaray ile birlikte Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü.

Eserleri

* Mireio (1880)
* Calendau (1867)
* Lis isclo d’or (1875)
* La Raço Latino (1879)
* Lou tresor dóu Félibrige (1879-1886)
* Nerto (1884)
* La rèino Jano (1890)
* Lou Pouèmo dou Rose (1897)
* Moun espelido, remori e raconte (1906)
* Discours e dicho (1906)
* La genesi, traducho en prouvençau (1910)
* Lis Oulivados (1912)
* Prose d’almanach, (1926)

Mihail Aleksandroviç Şolohov

Mihail Aleksandroviç Şolohov (Rusça: Михаи́л Алекса́ндрович Шолохов) (24 Mayıs, 1905 – 21 Şubat, 1984) Sovyet yazar.

Hayatı

1905'te Don Bölgesi'nde, Viyesenskaya'nın Krujilino köyünde Rusya’da doğar. Annesi bu köyden bir Kazaktır. Babası Orta Rusya'nın Riyazan Bölgesi'nden Don kıyılarına yerleşmiş biridir. Sholohov lisedeyken; Birinci Dünya Savaşı başlar, bunu 1917 Ekim Devrimi ve iç savaş takip eder. 16 yaşındayken, devrimcilerin yanında savaşa katılır. İç savaş sona erdiğinde, bir süre; hamallık, taşçılık, ilkokul öğretmenliği ve gazetecilik yapar. Yazmaya 17 yaşında başlar. İlk hikayesi Doğum Lekesi’ni 19 yaşında yazar. 1922 yılında Moskova’ya gider ve gazetecilik yapar. Test adlı makalesi yayımlanır. Fakat geçimi için gazetecilik yeterli değildir. Bu dönemde taş işçisi, rıhtım işçisi ve muhasebeci olarak da çalışır. 1924’de Veşenskaya’ya geri döner ve kendini tamamen yazmaya verir. Aynı yıl Mariya Petrovna Gromoslavskaya ile evlenir. Bu evlilikten iki kız, iki de erkek çocukları olur.

İlk kitabı, 1. Dünya Savaşı ve İç Savaş yıllarındaki Kazakları anlatan Don Hikayeleri, 1926 yılında basılır. Aynı yıl Ve Durgun Akardı Don (Tihi Don) adlı romanını yazmaya başlar. Bu romanı yazması 14 yılını alır ve Stalin nişanı ile ödüllendirilir. Bu roman Sovyetler’de zamanın en çok okunan yapıtlarindan biri olur ve 1965’de Nobel Edebiyat Ödülü alır. Bitirmesi 28 yılını aldığı Uyandırılmış Toprak adlı romanı ile de 1954 yılında Lenin Nişanı’na layık görülür. Bu roman Yarınların Tohumu (1932) ve Don’da Hasat (1960) olmak üzere 2 kısımdan oluşmaktadır. Bu romanda da kollektivizmin uygulandığı yıllardaki günlük hayatı yansıtır. 1957’de yazdığı kısa hikayesi İnsanın Kaderi (Sudba çeloveka) film olarak da çekilir.Vatan için Dövüştüler isimli eseri bitirilememiştir.

İkinci Dünya Savaşı boyunca Gerçekler (Pravda) Gazetesinde savaş hakkında yazılar yazmıştır. 1956-1960 yılları arasında toplu eserleri sekiz kitap olarak yayımlanır. Şolokhov, Aleksandr Solzhenitsin tarafından Ve Durgun Akardı Don adlı romanında çalıntı yapmakla suçlanmıştır. Delil olarak da eserle yazarın diğer yapıtları arasındaki kalite farkını göstermiştir. Şolokhov kendini romanın taslaklarını göstererek ispatlayabilirdi. Ancak tüm taslakların 2. Dünya Savaşı sırasında Almanlar tarafından yok edildiğini belirtti.

1984 yilinda monograf Geir Kjetsa bilgisayar yardımı romanda yaptığı incelemelerin sonucu Don’un Şolokhov’un eseri gibi göründüğü idi. Daha sonra da 1987’de de romanla ilgili yazara ait binlerce not, taslak bulundu.

Şoholov 20 Şubat 1984’de, Rostov ilinde hayata gözlerini yumar. Mezarı Don nehri kıyısındaki Veşki köyündedir..

Komünist Parti üyeliği ve diğer faaliyetleri. [değiştir]

Şolokhov 1932’de SSCB Komünist Partisi'ne, 1939’da SSCB Bilimler Akademisi’ne üye oldu ve yine 1939 yılında da Seçkin Sovyet ünvanı aldı. 1959’da Sovyet Başkanı Nikita Kuruşkev’e Avrupa ve Amerika Birleşik Devletleri gezisi sırasında eşlik etti. 1961’de SSCB Komünist Partisi Merkez Komitesi'ne seçildi. İki kere Sosyalist Kahramanlık Madalyası ile ödüllendirildi. Sovyet Yazarlar Birliği'nin yardımcı başkanlığını yaptı.

Eserleri

* Ve Durgun Akardı Don
* Uyandırılmış Toprak
* Don Kıyısında Hasat
* Don Öyküleri
* Vatan İçin Döğüştüler
* Mavi Bozkır
* İnsanın Kaderi

Paul Thomas Mann

Paul Thomas Mann 20. yüzyılın en önemli Alman yazarlarından biridir. Mann, Johann Wolfgang von Goethe'nin yapıtlarını kendi yapıtında bir tüzük ve konu bulmada örnek olarak kullandı. Buddenbrooks adlı romanında örnek olacak biçimde anlatıldığı gibi, yapıtlarının başlıca konusunu burjuvazinin yozlaşması oluşturmaktadır. Mann, Thomas Johann Heinrich Mann adlı Lübeck'li bir tüccarın ikinci oğlu olarak 6 Haziran 1875'de Almanya'da dünyaya geldi. 1893'te orta okulu bitiren Mann, çok nefret ettiği okuldan ayrılarak annesi ve kardeşleriyle birlikte Münih'e taşındı. Burada bir sigorta şirketine gönüllü stajyer olarak girdi ve 1895/96 yıllarında Teknik Üniversite'de okudu.

Buddenbrook Ailesi

Lübeck'teyken bile "Frühlingssturm. Monatsschrift für Kunst, Literatur und Philosophie" (İlkbahar Fırtınası. Sanat, Edebiyat ve Felsefe Aylık Dergisi) adlı derginin yazarları ve kurucuları arasında bulunmuş olan Mann, hayranı olduğu ağabeyi Heinrich tarafından çıkarılan "Das Ztvanzigste Jahrhundert. Blaetter für Deutsche Art und Wohlfahrt" adlı Alman ulusal, anti-Semitist dergiye yazı yazıyordu. Ama Bismarck taraftarı olan genç yazar için şiir çalışmaları daha önemliydi. Heinrich ile birlikte İtalya'ya 1896-1898 yıllarında yaptığı bir yolculuktan sonra 1898-1899 yıllarında "Simplicissimus" adlı derginin redaktörlüğünü üstlendi ve 1900'da askerlik hizmetini yerine getirdi.

Der kleine Herr Friedmann (Küçük Bay Friedmann, 1901) gibi ilk öykülerinden sonra Mann, 1901'de Buddenbrooks (Buddenbrook Ailesi) adlı romanını yayınladı. Dünya çapında başarıya ulaşan bu ünlü romanında yazar, yer yer taşlamalı bir biçimde Lübeck'li bir tüccar ailesinin çöküşünü dört nesil boyunca anlatır. Burjuvazinin, örneğin çalışkanlık, tutumluluk ve görev bilinci gibi değerleri, sanatsal ve entellektüel yaşam biçimleriyle olduğu kadar, kötü alışkanlıklar, lüks, avarelik, din, hastalık ve ölüm yardımıyla yıkılmaktadır.

Tristan

Mann'ın ikinci başarısı, altı öykü içeren Tristan derlemesi (1903) çerçevesinde çıkan Tonio Kroger adlı öyküsüdür. Tonio Kröger'de sanatla burjuva hayat arasındaki zıtlık yansıtılmaktadır. Konu kahramanı hayatın ne kadar boş olduğunu anlayarak aşk ve doyuma varma olanağını elinden kaçırır. Mann, 1905'te bir profesörün kızı Katia Pringsheim ile evlenerek onunla birlikte, aralarında Erika, 1905; Klaus, 1906; ve Golo, 1909 adlı sonraki yazarlar da olmak üzere, altı çocuk sahibi oldular. Evlenmesiyle ve buna bağlı olarak toplumda kendine bir ad yapması nedeniyle muhafazakâr siyasal görüşleri sağlamlaştı. 1912'de soysuzlaşmış yaşam tarzı yüzünden mahva sürüklenen bir sanatçının öyküsünü anlatan Der Tod in Venediği (Venedik'te Ölüm) yazdı. Tadzio adlı delikanlıya karşı duyduğu aşk sanatçının Venedik'te ölmesiyle son bulur.

Heinrich ile bozuşması

Mann, I. Dünya Savaşı'nı ulusal bir Alman coşkusu içinde savunarak Betrachtungen eines Unpolitischen (Apolitik Bir Adamın Gözlemleri, 1918) pazifizme ve toplumsal değişimlere ve böylelikle demokratik değişime taraftar olan Heinrich'e de karşı çıkmış oldu. Dışişleri bakanı Walther Rathenau öldürüldükten (1922) sonra Thomas Mann, o tarihe kadarki siyasal görüşlerine sırt çevirerek bundan böyle cumhuriyeti ve demokrasiyi onayladı; dolayısıyla da Heinrich ile barıştı.

Büyülü Dağ
Der Zauberberg, (Büyülü Dağ) bir sanatoryumda yatan kuzenini görmeye gittiğinde bizzat bir "vaka" haline gelen Hans Castorp adlı bir mühendisin öyküsüdür. Bu yapıtın kahramanı da aşkın ve ölümün gücüne yenik düşer. Sonunda yine, daha iyi bir geleceğe ilişkin umutlar yerini çöküşe bırakır. Mann, 1929 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı. 1933'te İsviçre'ye göç ederek Zürih yakınlarında Küsnacht'a yerleşti. Aynı yıl içinde, konusu açısından İncil'deki örneğine dayanan Joseph und seine Brüder (Yusuf ve Erkek Kardeşleri) adlı roman dörtlemesinin birinci cildi çıktı. Yusuf hayal peşinde koşan bir genç iken, sorumluluğunun bilincinde bir devlet adamı haline gelir.

Mann bu tiplemesiyle ilk kez mahvolmaya mahkûm olmayıp gelecek için umut veren bir karakteri anlatır. Yazar bu yapıtıyla kendi politik gelişmesini ima ederek faşizmin yenilebileceğine ilişkin umutlarını dile getirir. Mann, 1936 yılında Alman uyruğundan çıkarıldı. Çekoslovak uyruğuna geçerek 1938'de ABD'ye taşındı. Burada 1939'da Lotte in Weimarı yazdı. Mann bu Goethe romanında bu büyük idealinin portresini anlaşılmamış, yalnızlığa itilmiş bir insan olarak çizdi.

Doktor Faustus

1944'te Amerika uyruğuna geçen Mann, II. Dünya Savaşı'nda Alman dinleyicileri için faşizm karşıtı radyo programları hazırladı ve 1947'de Doktor Faustus adlı romanını yayınladı. Mann bu romanında Nazi dönemiyle ilgili düşüncelerini açıklar ki, buna göre Nazizmin oluşup gelişmesi bir rastlantı olmayıp Alman tarihinin sonucudur. 1952'de İsviçre'ye dönen Mann, burada 1954'te Die Bekenntnisse des Hochstaplers Felix Krull (Felix Krull Adlı Dolandırıcının İtirafları) adlı yapıtını yazdı. Topluma istediği ilüzyonları sağlayan Krull adlı narsist sanatçının itiraflarını tamamlayamadı yazar.

12 Ağustos 1955'te, 80 yaşında Zürih'te hayata gözlerini yumdu.

Luigi Pirandello

Luigi Pirandello (28 Haziran 1867 -10 Aralık 1936), İtalyan yazar. Özellikle oyun yazarı olarak tanınmıştır. Roman ve kısa hikayeleri de vardır. 1934 Nobel Edebiyat Ödülü sahibidir

Yaşamı

Luigi Pirandello, 1867'de Sicilya'nın güneyindeki Agrigento şehrinde doğdu, 1936'da Roma'da yaşamını yitirdi. Arkasında büyük bir sanatçı olarak ün bıraktı. Ölümünden iki yıl önce Nobel Edebiyat Ödülü'nü almıştı. Bütün dünyada başarı ve ün kazanmıştı ama, oldukça geç ve sıkıntılarla dolu güç bir yaşamdan sonra.

Varlıklı bir ailenin çocuğu olan Pirandello, Palermo'da okuduktan sonra Bonn Üniversitesi'ni de bitirip Roma'ya yerleşti. Yalnızca edebiyat ile uğraşmaktaydı. 1893'te ilk önemli yapıtı Marta Ajala'yı yazdı. Bu eser, 1901'de L'Esclusa adı ile yayımlandı. 1894'te ise ilk kısa hikaye kitabını yayımladı. Aynı yıl evlendi ve evlilik hayatı ile birlikte edebiyat çalışmaları arttı. Bu arada ardı ardına bir oğlan bir kız çocuğu sahibi oldu. 19. yüzyıl sonu ve 20.yüzyıl başı Piradello için büyük bir yazınsal verimlilik dönemi idi. Ne var ki 1903 yılında babasının işinin bozulması üzerine aile bütün varlığını yitirdi. Hem babasının tüm servetini yatırdığı hem de eşinin çeyizini yatırdıkları sülfür yatakları bir sel baskını ile yok olmuştu. Felaketi öğrendiği anda eşi Antonietta yarı-felç geçirdi ve yaşadığı psikolojik şok nedeniyle akli dengesi tedavi edilemez ölçüde sarsıldı. Pirandello, başlangıçta intiharı bile düşündüyse de zamanla durumu kabullendi ve öğretmenlik yapmaya başladı. İşte geçen günlerin ardından hasta eşinin başının beklediği geceler boyu Il Fu Mattia Pascal adlı yapıtı yazdı. Bu eser, o günleri anlatan otobiyografik öğeler taşır ve kısa sürede büyük başarı kazanarak Almanca'ya çevrilmiştir. Gün geçtikçe Pirandello'nun bir yazar olarak ünü ve başarısı artımış, öte yandan özel yaşamı gittikçe aşırı kıskanç ve şüpheci olan, hatta saldırganlaşan karısı yüzünden zorlaşmıştır.

İtalya'nın I. Dünya Savaşı'nı girmesi üzerine oğlu da savaşa katıldı ve Avusturyalılar'a esir düştü. 1917'den itibaren önemli tiyatro eserlerini yazmaya başlayan yazar, 1919'da eşini akıl hastanesine yatırmak zorunda kaldı ancak daha sonra onu hastaneye yatırdığı için büyük acı duyarak evde bakmak istedi ama Antoniette hem hapishanesi hem sığınağı olan hastaneyi terketmedi.

Pirandello 1925'te Mussolini'nin desteği ile Roma Sanat Tiyatrosu'nun sanat yönetmeni oldu. Bu destek ona dünya çapında ün ve dünya turu yapma olanağı getirdi.

1925-1926 yılları arasında son ve en önemli romanı olan "Uno, nessuno e centomila" 'yı (Bir, Hiçkimse ve Yüz Bin) yazdı.

1934 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldıktan 2 yıl sonra 10 Aralık 1936 günü Roma'daki evinde tek başına iken hayatını kaybetti.

Kitapları

Hemen tüm dünya dillerine çevrilen yapıtlarından öykülerini "Novelle Per Un Anno" (Bir Yıl İçin Öyküler) adı altında 15 kitapta (her kitapta 24 öykü) toplamıştır. Roman ve oyunlarının en önemlileri şunlardır:

Romanları

* "Il fu Mattia Pascal" (Gölge Adam)
* "I vecchi e I giovani" (Yaşlılar ve Gençler)
* "Uno, nessuno e centomila" (Bir, Hiçkimse ve Yüz Bin)

Oyunları

* "Enrico IV" (IV. Henri)
* "Sei personaggi in cerca d'autore" (Altı Kişi Yazarını Arıyor)
* "La vita che ti diedi" (Sana Verdiğim Yaşam)
* "Pensaci, Giacomino!" (İyi Düşün Giacomino)
* "Vestire gli ignudi" (Çıplakları Giydirmek)
* "Non si sa come" (Nasıl Bilinmez)
* "La signora Morli, una e due" (Bayan Morli, Bir ve İki)
* "Così è (se vi pare)" (Size Öyle Geliyorsa Öyledir)

Sinclair Lewis

Sinclair Lewis (d. 7 Şubat 1885, Sauk Centre-Minnesota – ö. 10 Ocak 1951 Roma). ABD'li yazar.
Pulitzer ödülü sahibi

Sinclair Lewis, 20. yüzyılın en ünlü Amerikan yazarlarından biridir. Sosyal eleştirileri ve alaylı romanları ile tanınır.

Sinclair Lewis, Sauk Centre, Minnesota'da bir doktorun oğlu olarak dünyaya geldi. Yale Üniversitesini bitirdikten sonra Jack London tarafından New Jersey'de kurulmuş olan sosyalist okulda çalıştı. Avrupa'ya yaptığı birçok yolculuktan sonra Jack London'ın özel sekreteri olana kadar, New York'a yerleşip gazetecilik ve çevirmenlik yaptı. 1912'de pek fazla önemsenmeyen Hyke and Aeroplane adlı romanı piyasaya çıktı. Bunu sırayla Sevgili Mr. Wrenn (1914) Miras (1917) Anacadde (1920) ve daha sonra da en ünlü romanları Babbit (1922) ve Dr. med. Arrowsmith (1925) takip etti.

Sinclair Lewis özellikle Amerikan küçük burjuvazisinin ve orta sınıflarının eleştirisini yaptı ve tıp alanındaki şarlatanlıkları ve Amerikan ruhban sınıfının çevirdiği dolapları okurlara anlattı. Lewis'in acımasız eleştirileri onun popüler olmasını engelledi fakat başarılı bir yazar olmasını ve "sansasyon yaratan" ünvanını almasını sağladı.

Sinclair Lewis 1926'da "Dr. Arrowsmith" adlı romanı ile Pulitzer Ödülünü kazandı, fakat romanının kahramanı Dr. Arrowsmith'in aslında klasik Amerikan doktor tipine uymayan ideal bir görev adamı olduğunu gerekçe göstererek reddetti. 1930'da Nobel Edebiyat Ödülü'nü alan ilk Amerikan yazarı oldu.

Sinclair Lewis 1951'de Roma'da alkol yüzünden öldü. Üzerinde çalıştığı son romanını tamamlayamadı.

Doris Lessing

Doris Lessing, (Doris May Taylor) (d. 22 Ekim 1919 - Kermanşah, İran), İngiliz yazar.

1919'da babasının bir bankanın yöneticiliğini yaptığı İran'da doğdu. Beş yaşında ailesiyle birlikte Rodezya (bugünkü adıyla Zimbabwe) sınırları içinde bulunan bir çiftliğe taşındı. Salisbury'de bir Katolik okulunda eğitim gördü. 14 yaşındayken ailesine isyan ederek okulu bıraktı ve sırasıyla hemşirelik, telefon operatörlüğü ve katibelik yaptı. 18 yaşında Rodezya parlamentosunda çalışmaya başladı ve ülkede ırkçılık-karşıtı bir sol partinin kurulmasında rol aldı. 1943'te sona eren ilk evliliğinin ardından Komünist Partisi'ne katıldı ve Alman siyasi eylemci Gottfried Lessing ile evlendi. 1949'da eşinden ve Rodezya'dan ayrılıp oğluyla birlikte Londra'ya geldi. O tarihten beri yaşamını profesyonel bir yazar olarak Londra'da sürdürüyor.

Lessing çok sayıda romanı ve kısa hikâyesinde, daha çok 20. yüzyılın toplumsal ve siyasi karmaşasına yakalanmış bireylerin yaşamlarını ele alıyor. Eserlerinin başlıca temalarının feminizm, cinsiyetler arası savaş ve bütünlük peşinde koşan bireyler olduğu söylenebilir. Lessing'in çoğunlukla Afrika'nın güneyinde ya da İngiltere'de geçen eserlerindeki solcu, bağımsızlığına son derece düşkün ve feminist kadın kahramanlar, tıpkı yazarları gibi, içinde yaşadıkları toplumların kültürel kısıtlamalarına karşı başkaldırıyor. En çok okunan ve en çok çevrilmiş romanı Altın Defter (1962), kadın hareketinin köşetaşlarından biri olarak görülüyor.

Türkçeye çevrilmiş eserleri arasında şunlar sayılabilir: Türkü Söylüyor Otlar, Gene Aşk, Kanopus Arşivleri, Mara ile Dann, İçinde Yaşamayı Seçtiğimiz Hapishaneler, Beşinci Çocuk, Terörist, Siyah Madonna , Sevme Alışkanlığı, Cehenneme İniş İçin Açıklama, Evlenmeyen Adamın Hikâyesi.

11 Ekim 2007 günü Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmıştır. Bu ödüle layık görülen en yaşlı kişidir.

Joseph Rudyard Kipling

Joseph Rudyard Kipling, ( d. 30 Kasım 1865 Bombay, Hindistan – ö.17 Ocak 1936 Londra). İngiliz şair, roman ve hikaye yazarı.

Altı yaşına geldiği zaman, Hindistan’ın ikliminin İngiliz çocuklarının sağlığına iyi gelmeyeceğini düşünen anne ve babası onu İngiltere’de yaşayan bir ailenin yanına gönderdi.

Küçük Kipling'in bu ailenin yanında geçirdiği altı yıl, bedensel ve zihinsel baskılarla doluydu. Sonunda gerçek anne ve babası onu bu eziyetli yaşamdan kurtarıp, Devon'daki bir yatılı okula gönderdi.

İlk tahsilini İngiltere'de yaptıktan sonra Hindistan'a döndü. Lahor'da gazeteciliğe başlayıp, genç yaşta yazıları ile kendini kabul ettirdi. 1889'da İngiltere'ye dönüp Londra'ya yerleşti. İngiliz dilini ustalıkla kullanması, Hindistan'daki hayatı yazılarında konu alması, romantizmle, realizmi birleştirmeyi başarması ona 1907 yılındaki Nobel Edebiyat Ödülünü kazandırdı. İki kez şövalyelik ödülüne layık görüldüğü halde kabul etmedi.

Kipling çocuklar için birçok kitap yazdı. Tüm yazılarında hayata ve insanlara duyduğu bağlılık ve hayranlığı hissettirmeyi bildi. Yarattığı tiplemeler ve öyküler sayesinde, insan yaşamının en derin öğelerini bir portre gibi betimlemeyi başardı.

'Cengel Kitabı' ilk kez 1894 yılında yayımlandı. Bir yıl sonra da öykünün devamı geldi. Bu kitaplar Maugli'nin tiplemesini ve maceralarını günümüze değin en güzel şekilde taşıyan örnekler olarak kabul edilir.

Kitaplarındaki öğeler bu kadarla da bitmez. Hepsini sayılsa, tüm Walt Disney filmlerine yetecek kadar malzeme oluşturur. Fil Tomai, Ayı Balo, Kara Panter Bagera, Kaplan Sirhan ve Hint Faresi Riki-Tiki-Tavi unutulmaz tiplemelerinden birkaçıdır.

Etrafımızdaki insanların taşıdığı pek çok özelliği bu hayvan tiplemelerinde bulabiliriz. Ama hepsinin kendine özgü yanları olduğunu da gözardı edemeyiz. Bu kitaplardan alınacak en önemli ders ise şudur: Orman büyük, yavru ise küçüktür.

Yaşadığı devirde, doğunun eşsiz zenginliklerini tabiatın güzelliklerini ve hayvanlar alemini açık bir dille anlatmış, okuyucuyu büyük ustalıkla yazılarına bağlamıştır. Şiir ve romanlarının yanında zamanın en usta hikayecisi olarak tanınan Kipling, küçük hikaye sanatını çok iyi biliyordu. Hayatını yazı yazmakla geçiren İngiliz hikayecisi 1936 yılında Londra'da öldü.

Kenzaburō Ōe

Kenzaburō Ōe (Japonca: 大江健三郎), Japon yazarı.

1935 yılında Japonya'nın Şikoku adasının bir köyünde doğdu. Japonya'nın en prestijli üniversitesi olan Tokyo Üniversitesi'nde Fransız Edebiyatı eğitimi gördü. Türkiye'de özellikle Kişisel Bir Sorun eseri ile tanınan yazar, Japonya'nın gelmiş geçmiş en güçlü sosyal ve politik eleştirel yaklaşımını roman dünyasına taşıyarak Japon edebiyatında kendine özgü bir yer edindi. Onun bu özelliğini yansıtan entelektüel niteliği yüksek romanları ona 1994 yılında Nobel Edebiyat ödülünü getirdi.

Başlıca Yapıtları:

Shiiku (Kurbanı Beslemek) (1957) Kojinteki na taiken (Kişisel Bir Sorun)(1964) Man'en gan'nen no futtobōru (Sessiz Çığlık) (1967) Warera no kyōki wo ikinobiru michi wo oshieyo (Delilikten Kurtar Bizi)(1969) Atarashii hito yo, mezameyo (Ayağa Kalk Genç Adam) (1983)

Joseph Brodsky

Joseph Brodsky, (Iosif Aleksandrovich Brodsky) (24 Mayıs 1940 – 28 Ocak 1996) 1987 yılında Nobel Edebiyat Ödülü'nü kazanmış, Rus asıllı Amerikalı şair.

Jaroslav Seifert

Jaroslav Seifert (* d. 23 Eylül 1901 Prag; 10 Ocak 1986) Çek yazar. 1968-70 yılları arasında Çek Yazarlar Birliği'ne başkanlık etti. 1984'de Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı.

Isaac Bashevis Singer

Isaac Bashevis Singer (d. 21 Kasım 1902 (?) Leoncin, Polonya; ö. 24 Temmuz 1991 Miami, Florida) Amerikalı yazar. Öykü ve romanlarında Yahudilerin yaşamını konu edindi; bazı eserlerini İbranice, bazılarını da Amerikan İngilizcesiyle kaleme aldı. 1978'de edebiyat dalında Nobel Ödülüne layık görüldü.

Imre Kertész

Imre Kertész (1929, Budapeşte) Macar yazar.
Yaşamı

On beş yaşında Yahudi olduğu için Auschwitz Toplama Kampına gönderildi, bir yıl sonra serbest kaldı. 1948'de gazeteciliğe başladı, 1953'den sonra serbest yazar olarak geçimi sağladı. Müzikaller, oyunlar gibi birçok türde eserleri olan yazar, çeviriler de yaptı. Başyapıtı sayılan Kadersizler'i on yılda yazdı. Kitabını bastırmakta siyasi nedenlerle güçlük yaşayan Kertész, basıldıktan sonra da uzun süre göze çapmadı. Brandengburg Ödülüne ve Gundolf Ödülüne sahip olan yazar 2002'de de Nobel Edebiyat Ödülünü kazandı. Ünlü yapıtları Yahudi soykırımını tema edinmiştir.

Eserleri

* Sorstalanság (1975)(Kadersizlik)
* A nyomkereső (1977)
* Detektívtörténet (1977)
* A kudarc (1988) (Fiyasko)
* Kaddis a meg nem született gyermekért (1990) (Doğmayacak Çocuk İçin Dua)
* Az angol lobogó (1991)
* Gályanapló (1992)
* A holocaust mint kultúra : három előadás (1993)
* Jegyzőkönyv / Imre Kertész ; Élet és Irodalom / Esterházy Péter (1993)
* Valaki más : a változás krónikája (1997)
* A gondolatnyi csend, amíg a kivégzőosztag újratölt (1998)
* A száműzött nyelv (2001)
* Felszámolás (2003) (Tasfiye

Henri-Louis Bergson

Henri-Louis Bergson (d. 18 Ekim 1859 – ö. 4 Ocak 1941), Fransız filozof.

Biyografi:

Ön bakış

Bergson Rule Lamartine Pariste doğdu, Palais Garnier (eski Paris opera evi) uzak değildi. Baba tarafı Polonyalı yahudi ailesi (orjinali Berekson) anne tarafı İngiliz İrandalı yahudi ailelerinin soyundan gelmekteydi. Ailesi doğumundan sonra bir kaç yıl İngilterede yaşadı. Annesinin ingiliz olmasından dolayı ingiliz diline erken yakınlığı oldu. Dokuz yaşında iken, ailesi Fransaya yerleşti. Henri cumhuriyet vatanşı oldu. Kız kardeşi, Mina Bergson (ayrıca Moina Mathers olarak da bilinir), gizemli İngiliz yazar Samuel Liddell MacGregor Mathers ile evlendi.ltın şafağın simyasal düzeninin ve olduğu gibi Parise yeniden yerleşen bir grubun lideri

Bergson Fransız profesör olarak sakin bir yaşam geçirdi. Başlıca dönüm noktası başlıca dört işinin yayınlanması oldu: 1889'da, Time and Free Will (Essai sur les données immédiates de la conscience); 1896da, Matter and Memory (Matière et mémoire); 1907de, Creative Evolution (L'Evolution créatrice); ve 1932de, The Two Sources of Morality and Religion (Les deux sources de la morale et de la religion).

Eserleri

* Essais sur les données immédiates de la conscience (Bilincin dolaysız verileri üzerine deneme) (1889)
* Matière et mémoire (Madde ve bellek) (1896)
* Le Rire (1899)
* Les Deux sources de la morale et de la religion (Ahlak ve dinin iki kaynağı) (1932)
* L'Évolution créatrice (Yaratıcı evrim) (1907)
* L'Énergie spirituelle (1919)
* La pensée et le mouvant (1934)

Ernest Miller Hemingway

Ernest Miller Hemingway (21 Temmuz, 1899 – 2 Temmuz, 1961), Amerikalı romancı, kısa-hikayeci ve gazetecidir. Kısa ve gösterişsiz yazı tarzı ile bilinir.

Özellikle 20. yüzyıl kurgu romancılığını etkilemiştir. Kahramanları genelde kendisinin bir yansımasıdır ve zor durumlarda gururlarını korumaları gerekir. Hemingway'in çoğu eseri, bugün Amerikan edebiyatının başyapıtlarından kabul edilir.

Oak Park, İllinois'de doğdu. Hemingway, altı çocuklu ailesinin iki erkek çocuğundan birisiydi. Adını, babası ve de amcasının adlarından almıştı. Çocukluğunda eski bir müzisyen olan annesinden müzik dersleri aldı.

İlk makalelerini lise yıllarında okul gazetesi olan Trapeze’de yayınladı. Yazılarında daha çok Ring Lardner etkisi gözlemleniyordu. 1917 yılında liseyi bitirdi. Lisenin ardından ailesinin isteğinin tersine üniversiteye gitmek yerine Kansas City Star adlı gazetede muhabir olarak göreve başladı.

Hemingway'in liseden mezun olduğu bu yıllarda Avrupa’da I. Dünya Savaşı başlamıştı.

Amerika o yıllarda savaş konusunda tarafsız kalsa da daha sonra Nisan 1917 de savaşa girmesinin ardından Hemingway de orduya katılmak için başvurdu. Fakat Hemingway sol gözündeki bozukluktan dolayı orduya alınamadı. Ardından 1917 sonlarına doğru Kızılhaç’ın da gönüllü aldığını duyduğunda ilk başvuranlar arasındaydı. Ocak 1918’de Hemingway'in başvurusu kabul edildi ve ambulans şoförü olarak göreve alındı.

Kızılhaç ta çalışmaya başlar başlamaz gazetedeki işinden ayrıldı. Gazete de kaldığı kısa zaman içerisinde birçok yöntem ve de teknik öğrendi. Daha sonraki yıllarda o günleri "Gazetecilik yıllarında öğrendiğim kurallar en güzelleri idi ve de tüm yazarlık hayatım boyunca onları unutamadım" şeklinde hatırlayacaktı.

Avrupa'da ilk olarak vardığı şehir Paris oldu. Orduda bir süre normal bir görevli olarak çalışmasının ardından ambulans şoförlüğüne geçti. 8 Haziran 1918 de birkaç adım ilerisinde patlayan bir Avusturya topu yüzünden ağır şekilde yaralandı. Yardım etmeye çalıştığı İtalyanlardan bir tanesi ölürken diğeri bacaklarını kaybetti. Aynı olay esnasında başka yaralı bir İtalyan askerini cepheye taşımaya çalışırken bacaklarından yaralandı. Yaşananların ardından İtalyan gazetelerinde kahraman olarak ilan edilip, İtalyan hükümeti tarafından Gümüş Onur Madalyası ile ödüllendirildi. Hemingway bu olayı bir mektubunda arkadaşına şu şekilde anlatıyordu: "Bazen savaşta ön saflarda büyük bir gürültü duyarsın, ben de aynı gürültüyü duydum; ardından ruhumun sanki bir mendilin cepten çekilişi gibi benden çekildiğini hissettim. Son olarak ise ruhumun bir bütün halinde tekrar bedenime döndüğünü fark ettim ve de o andan itibaren benim için ölüm yoktu."

Hemingway bu olayların ardından Milan’da bir hastanede tedavisini tamamlarken hemşire Agnes von Kurawsky ile tanıştı. Bu da onun ölümsüz eserlerinden olan "Silahlara Veda" ( A Farewell to Arms ) adlı eserini yazmasını sağladı. Tekrar Amerika’ya dönen yazar ailesinin iş bulması için yaptığı baskılara rağmen sakatlığından dolayı ordunun verdiği parayla bir yıl kadar işsiz olarak yaşadı. Daha sonra 1921 yılında eşi Hadley Richardson ile tanıştı ve evlendi. Aynı yıl içerisinde Chicago’ya göçtü. Toronto da bulunan Daily Star adlı gazetede yazmaya başladı. Gazetede iş bulduktan sonra ilk iş olarak Paris’e taşındı. Paris yıllarında birçok yazarla tanıştı.

Kendisine yavaş yavaş da olsa bir isim yapmaya çalıştı ama 1923 yılında eşinin hamile olduğunu fark edince çocuklarının Kuzey Amerika'da doğması için Amerika’ya döndüler. 1924 yılında ilk çocukları doğdu. Hemingway ailesi 1924’te tekrar Paris’e döndü.

1925-1929 yılına kadar olan dönemde Hemingway kendi yazarlık yıllarının en güzel örneklerini verdi. Bu yıllarda hiç tanınmayan bir yazarken birden bire dünyanın en ünlü yazarları arasında girdi. İlk basılan romanı olan "Güneş de Doğar" adlı kitabı bu yıllarda basıldı. "Güneş de Doğar" adlı eserinde savaş yorgunu bir askerin anılarını anlatan Hemingway 1929 yılında basılan "Silahlara Veda" adlı eseri ile çok büyük yol kaydetti. "Silahlara Veda"’da yaralı bir askerin savaşta bir hemşireye duyduğu aşkı dile getiriyordu. Hemingway böylelikle savaşında anlamsızlığına değinmeyi amaçlıyordu.

1931 de Avrupa anılarından olan İspanya yıllarına dair "Öğleden Sonra Ölüm" adlı kitabını yazdı. Afrika’da yaptığı turla ilgili yazılarını ise Afrika’nın Yeşil Tepeleri adlı kitabında topladı. 1940 yılında ise en başarılı eserlerinden olan "Çanlar Kimin için Çalıyor" adlı eserini yazdı ve mesleğinde artık zirveye ulaştı. 1942’de Amerikan Deniz Kuvvetleri’ne girdi. 1944’te Fransa çıkartmasına katıldı ve de Paris’in kurtuluşuna şahit oldu.

1950'de çok da başarılı olmayan "Irmaktan Öteye ve Ağaçların İçine" adlı eserlerini yazdı. 1952’de gerçek başyapıtı olan "Yaşlı Adam ve Deniz" (The Old Man and the Sea) adlı eserini yazdı. Bu kitapta insanın yaşama nasıl bağlanması gerektiği ve de aslında insan yaşamında her şeyin boş olduğuna dair olan fikirlerini belirtti. 1953’te aynı eseri ile Pulitzer Ödülünü aldı. 1954’te ise Nobel Edebiyat Ödülü'ne layık görüldü. Hemingway çok tutkulu bir yaşamın ardından 1961 yılında Ketchum/Idaho’da kendini av tüfeği ile vurarak yaşamına son verdi.

Fidel Castro ile kurduğu dostluk ve Castro'nun kişiliği onu çok etkilemiştir. Fidel Castro Hemingway'in ölümünün ardından, başkent Havvana'da adına anıt yaptırmıştır.

Harry Edmund Martinson

Harry Edmund Martinson (d. 6 Mayıs 1904, Jämshög, Blekinge - ö. 11 Şubat 1978, Stockholm) İsveçli yazar. Epik bilim kurgu türündeki şiir kitabı Aniara bestelenerek ilk uzay operası niteliğini kazanmıştır. Epik bilim kurgu türündeki şiir kitabı aniara bestelenerek ilk uzay operası niteliğini kazanmıştır. "En ufak çiğ tanesinin bile anlamını yakalamaktaki ustalığı ve kozmosun gerçeklerini yansıtmadaki başarısı"na işaret edilerek 1974 yılında Eyvind Johnson ile birlikte edebiyat dalında Nobel Ödülüne layık görülmüştür.

Eserleri

* Nässlorna blomma 1935
* Vägen ut (bok) 1936
* Den förlorade jaguaren 1941
* Vägen till Klockrike 1948
* Resor utan mål 1932
* Kap farväl 1933
* Svärmare och harkrank 1937
* Midsommardalen 1938
* Det enkla och det svåra 1939
* Verklighet till döds 1940
* Utsikt från en grästuva 1963
* Gyro 1986 (skriven ca 1946-47)
* Spökskepp 1929
* Nomad 1931
* Natur 1934
* Passad 1945
* Cikada 1953
* Aniara 1956. Eposet ligger till grund för Erik Lindegrens libretto till Karl-Birger Blomdahls opera Aniara som uruppfördes 1959.
* Gräsen i Thule 1958
* Vagnen 1960
* Dikter om ljus och mörker 1971
* Tuvor 1973
* Längs ekots stigar 1978
* Doriderna 1980
* Gringo (radiopjäs)
* Salvation 1947
* Lotsen från Moluckas 1948
* Tre knivar från Wei 1964
* De blomster som i marken bor

Knut Hamsun

Knut Hamsun, (d. 4 Ağustos 1859, Gudbrandsdal - Norveç – ö. 19 Şubat 1952, Grimstad - Norveç). Norveçli yazar ve 1920 yılı Nobel Edebiyat Ödülü sahibi.

Erken hayati
Daha sonraları Knut Hamsun adını alacak olan Knud Pedersen, Norveç'in kuzeyinde Gudbrandsdal sınırları içinde Lom kasabasında doğdu. Bir terzi olan babası, kalabalık ailesini alarak, daha kuzeye, Hamaröy kasabasına göç etti. Çalışan ve işine bağlı adam, karısını kaynanasını, altı çocuğunu terzilikle zar zor geçindiriyor, üstelik oturdukları yerin sahibi rahibe borçlanıyorlardı.

Sekiz yaşında iken dayısının isteği üzerine annesiyle babası onu bir rahibin eğitimine verdiler. On dört yaşında, doğduğu kasabaya gidip orada bir tüccar yanında tezgahtarlık yaptı. Bir yıl sonrada Tranöy`de daha büyük bir tüccar yanında kalfalığa başladı. Tüccarın kızına aşık oldu fakat tüccar iflas edince ayrılmak zorunda kaldı. Bu sıralarda "Esrarengiz Adam" adında küçük bir aşk romanı yazdı. Bu roman, gezginlik yıllarında tanıştığı bir kitapçı tarafından bastırıldı. Buradan ayrılınca bir iki arkadaşıyla birlikte ucuz eşyalar satmaya başladılar. Kibrit, mum gibi şeyler satıyorlardı. Daha sonra ayrıldılar. Arkadaşı güneye Knud kuzeye gitti.

İş bulamayınca zanaat öğrenmek amacıyla bir ayakkabıcının yanına gitti.

Bir yıl sonra daha büyük, epik bir eser kaleme aldı. Henrik Ibsen'i okumuştu, onun etkisi altında bulunyordu. "Bir Karşılaşma" adındaki bu kitabını da, Bodö`de bir kitapçı yayımladı. Daha sonra bir aşk hikayesi daha yazdı.

Kitaplarını okuyan ailesi artık bir iş bulmanın zamanı geldi diyerek onu bir bucak müdürünün yanına yardımcı olarak verdi. Bu bucak müdürünün pek çok kitabı vardı. Björnson'un toplu eserlerini okumasına izin verilmişti. Knud bu heyecanla kitaplara sarıldı ve gözlerini bozana kadar okudu.

Bu kitapların etkisiyle Knut bir kitap daha yazdı fakat yayıncılar basmaya yanaşmadılar. Knud'un bu kitapları bir yayınevinin desteği olmadan basabilmesi için bir zenginin desteği gerekiyordu.

Aradığı kişiyi buldu. Erasmus Zahl adında bir tüccardı bu. Çok gence yardım etmişti. Knud ona yazar olmak istediğini söyledi. Son yazdığım hikaye diye başka bir yazarı verdi. Tüccar kağıtlara değil yüzüne baktı Knud'un. Genç Hamsund tüccardan çıkarken cebine bin kron indirmişti bile.

Frida adında bir köy hikayesi ve şiirler yazmaya başladı. Adını Knut Pederson diye değiştirdi.

Hikayesini tamamlayınca bir vapur bileti alarak Kopenhaga gitti. Bir kitapçıya, sonra da Norveçli bir şaire eserlerini kabul ettirme çabaları boşa çıkınca Oslo'ya döndü. Sonra göçebe olarak uzun bir yolculuğa çıktı.

Edebiyatta Yükselişi

Parası tükenen Hamsun tekrar aynı tüccarın yolunu tuttu. Tüccar yardımını esirgemedi. Hamsun bu parayla bir oda kiralayıp daha önce yazdığı yazıların pek çoğunu yaktı. Makaleler, hikayeler yazıyor bunları satmaya çalışıyordu. Parası tekrar tükenince aç kaldı ve bunu romanlaştırdı. Açlık romanı şöhretinin ilk basamağı oldu.

Bu sıkıntılar içerisinde iken, yol yapımında iş buldu. Kum ocağında katiplik edecek, çekilen kumların hesabını tutacaktı. Zor değildi bu iş. Çalışma ve dinlenme saatlerinde bol bol kitap okuyordu. Müsveddelere şiirler, makaleler karalıyordu. Zamanla bir hatip gibi konuşabildiğini keşfetti işçilerle sohbet ederken. Tanıştığı bir rahip ona konferans vermesini tavsiye etti. BUnun üzerine Gjövik şehrinde bir salon kiralandı. Konferans edebiyat alanında olacaktı.

Konferansı dinlemeye sadece altı kişi geldi. Altı kişiden biri olan bir yazı işleri müdürü konferansı beğendi. Çevreye konferansı övdü. Bir sonraki konferansına da sayıları artmıştı. Bu sefer yedi kişiydiler. Anlaşılan bu yörenin edeiyatla ilgilendiği yoktu. Knut evine geri döndü.

Yirmi bir yaşındaydı ama çalışmaktan ziyade yazmak istiyordu. Noelde bir arkadaşı onu çiftliğine davet etti. Arkadaşının annesi Knut'u çok sevdi ve ona bir rahip olmasını öğütledi. Ama Knut'un Amerika'ya gitmek istediğini öğrenince bu aile, Knut'a yol parası dört yüz kron ödünç verdi. O da hemen İngilizce öğrenmeye koyuldu. Ünlü yazar Björsona gidip ondan bir tavsiye mektubu aldı. 1882'de Knut Amerika'ya gitmişti.

Amerika'da Björson'un mektubu bir işe yaramamıştı. Burada kimse onu tanımıyordu. Henry Johnson adında bir öğretmenle ahbap olup ondan İngilizce dersleri aldı. Onun kütüphanesini taradı. Özellikle Mark Twain onu etkilemişti. Önceler Norveççe daha sonra da İngilizce konferanslar hazırladı. Geceli gündüzlü çalışmalardan sonra Minesota'ya geçti ve orada muhasebe işine başladı.

Sağlık Problemleri

Arkadaşı Johnson karısıyla bir Avrupa gezisine çıkınca işler Knuta kaldı. 1884 yazı ile güzü bu şekilde geçti. Bir açık arttırmada yüksek sesle konuşurken göğsünde bir sancı duydu. Öksürük nöbetiyle yere yığıldıı. Doktor hızlı ilerleyen verem teşhisi koydu ve ona birkaç aylık ömrü kaldığını söyledi.

Sürpriz İyileşmesi

Knut birkaç ay hasta yattı. Ölürsem Norveçte gömüleyim diyerek Norveç'e doğru yolculuğa çıktı. Ne kendisinin ne de dostlarının anlayamadıkları bir şekilde yol süresince kendiliğinden iyileşti. Deniz havası iyi gelmişti.

Hastalık Sonrası Edebiyatı

İsminin Knut Hamsun olması

Norveç'e döndüğünde bir gazete ile anlaştı. Oraya makaleler yollayacak hiç değilse böylece dinlenecekti. Çalışıyor, yazıyordu. 1885'de Mark Twain ile ilgili bir yazısında imzası Knut Hamsund, bir matbaa hatası yüzünden Knut Hamsun şeklinde basıldı. O da düzeltmeye yanaşmadı. O tarihten itibaren ismi böyle kaldı.


Amerika'ya Geri Dönüş

Norveç'te işinden ayrılınca tekrar aç kaldı. Bu açlığa bir yıl katlandı. Daha sonra bir zenginin yardımıyla tekrar Amerika'ya döndü.(1888)

Amerika'da tramvaylarda biletçilik yaptı. Tarlarda çalıştı. Biletçilik işini becerememişti çünkü durakları aklında tutamıyordu. Kitap okumaya daldığı için yolculara haber vermiyordu. Bu yüzden işinden ayrılıp Kuzey Dakota ya gidip tarlalarda çalıştı.

1887 sonbaharını kapsayan bu çalışmalarda cebinde biraz parayla Amerika'ya ilk geldiğinde kaldığı yerlere döndü. Artık yazmaya başlayabilirdi.


Edebiyata Dönüş

Bu sürede Danimarka'ya gitti. Yazmaya azimle başladı.

"Yumruğunu yemedikçe kimsenin bırakıp gitmediği o garip şehir, Kristiania'da aç gezidiğim günlerdeydi. Tavan arasında uyanık yatıyordum. Alt kaltta bir saatin altıya vurduğunu duydum. Hafif aydınlanmıştı ortalık; insanlar merdiveneri inip çıkmaya başlamışlardı..." diyordu büyülenmişliğiyle.

Kağıtları üst üste yığıyor sürekli yazıyordu. Ne yazdığını iyi biliyordu. Açlık romanıydı bunlar. Yazdığı kısımları Politiken gazetesi yazı işleri müdürlerinden Edvard Brandes'e götürdü. Brandes bu karşılamayı daha sonra şöyle anlatıyordu: "Ondan daha düşkün bir başka insan pek az görmüşümdür. DÜşkünlüğü elbisesinin yırtık pırtık olduğundan değildi. Ya o yüzü!. Çok uzundu müsveddeler. Kendisine geri veriyordum ki, birdenbire kelebek gözlüğü gerisinde gözlerindeki ifadeyi gördüm."[4]

Ona Nobel ödülünü kazandıran "Göçebe" adlı kitabını ise elli yaşlarında tamamlamıştır. Üç bölümlük büyük romana yazarın verdiği genel isimdir. İlk kitap "Sonbahar Yıldızları" altında 1906 da, "Hüzünlü Havalar" 1909`da, "Son Mutluluk" 1912`de Göçebe'de toplanmıştır ve yazarın ağzından anlatılmıştır. Bu defa kitabında evliliğin zor temasını işlemeye yönelir.

19 Şubat 1952 yılında doksan üç yaşında öldü.

Tüm Biyografisi

* 1859 Knut doğdu babası:Peder Pedersen (1825-1907) ve annesi Tora Pedersen (1830-1919), Garmo kilisesinde vaftiz edildi.
* 1862 Hamarøy şehrine göç ettiler.
* 1868 -Halası ile birlikte kaldı ve kızkardeşi doğdu.
* 1873-1874 Okulu bitirip Lom şehrine göç etti. Torsten Hesthagen (Büyükbabası) dükkanında çalıştı.
* 1875 Kuzey Norveç'e gitti.
* 1876 Bodø'da ayakkabıcılığa başladı.
* 1877 İlk kitabı "Den gaadefulde" yayınlandı. Daha sonra Bodø'yu terketti.
* 1878 "Et gjensyn" ve "Bjørger" (Bjørger) yayınlandı.
* 1879 Bir tüccardan yardım alıp Norveç'i terketti. Kopenhag'a gitti.
* 1880/1881 Strindberg okudu ve Gjøvik hakkında konferanslar verdi.
* 1882/1883 ABD'ye gitti.
* 1884/1885 Kristopher Janson'un yardımcısı oldu.
* 1886 Norveç'e döndü. Sene sonunda tekrar ABD'ye gitti.
* 1887 Kum işinde çalışmaya başladı.
* 1888 ABD'yi terk edip Kopenhag'a döndü. Kasımda "SUlt" adında bir yazısı "Ny Jord" amatör dergisinde isimsiz olarak yayınlandı.
* 1889 "Fra det moderne Amerikas Aandsliv" (Amerika'da Kültürel Hayat) adlı eseri yayınlandı. onu "Lars Oftedal " takip etti.
* 1890 "Sult" adındaki yazısı Knut'un ismiyle yayınlandı. Lillesand şehrine gitti. Orada "Smaabyliv" ve "Fra det ubeviste sjeleliv" yazdı..
* 1891 Norveç şehirlerini gezdi. .- "Açlık" Berlin'de basıldı.
* 1892 Kopenhag'a gitti. "Mysterier" (Gizemler) yayınlandı. Daha sonra Samsø adasına gitti ve orada "Redaktør Lynge" yazdı.
* 1893 "Redaktør Lynge" ilkbaharda yayınlandı. Parise gitti "Ny Jord" yayınlandı.
* 1894 Pan yayınlandı. Verlaine, Gauguin, Herman Bang, Johan Bojer ve Albert Langen ile tanıştı.
* 1895 "Ved rikets port" yayınlandı. Norveç'e döndü ve "Livets spil" eserini yazdıktan sonra tekrar Paris'e yöneldi.
* 1896 Edvard Munch ile buluştu. Almanya'ya gidip birçok yayıncıyla tanıştı. Eserlerinin yayın haklarını verdi.
* 1898 Hamsun evlendi. "Aftenrøde" "Victoria" (Viktoria) yayınlandı.
* 1899 Helsingfors Universitesi hocalarıyla tanıştı. Rusya, ve Türkiye'yi gezdi.
* 1900 Orta Doğu'yu gezdi ve Norveç'e geri döndü.
* 1901 Doğu ile ilgili yazılar yazdı.
* 1902 Kızı Victoria doğdu. "Munken Vendt" yayınlandı. Bjørnson'a taşındı.
* 1903 "I Æventyrland" , "Kratskog" ve "Dronning Tamara" yayınlandı.- Gustav VigelandKnut Hamsun'un bir büstünü yaptı.
* 1904 "Det vilde kor" şiir koleksiyonu yayınlandı. Onu makalelerinin koleksiyonu olan "Sværmere" takip etti. Houens Legat ödülünü aldı
* 1905 "Stridende liv" yayınlandı.
* 1906 "Utsikten" adındaki kısa hikayelerinin derlemesi yayınlandı.
* 1907 Babası öldü. "Ærer de unge" eserleri "Under høststjærnen" yayınlandı.
* 1908 Benoni ve Rosa yayınlandı.
* 1909 Marie Andersen ile evlendi.
* 1912 Tore adında bir oğlu oldu. "Den siste glæde" yayınlandı.
* 1913 "Børn av tiden" yayınlandı.
* 1914 Arin adında bir oğlu oldu. Birinci dünya savaşı başlayınca Hamsun Almanların tarafında savaştı.
* 1917 Cecilla adında bir kızı oldu.
* 1918 "Sproget i fare" yayınlandı. Nørholm şehrine taşındılar.
* 1919 Hamsun'un annesi öldü.
* 1920 Nobel Edebiyat Ödülü'nü aldı.
* 1923 "Siste kapitel" yayınlandı.
* 1926 Bygdø şehrine taşındılar.
* 1927 Nørholm'a geri döndüler. "Landstrykere" yayınlandı.
* 1928 Çeşitli şiir araştırmalarında bulundu.
* 1929 Tüm dünyada Hamsun'un yetmişinci yaşı kutlandı.
* 1930 "August" (Ağustos) yayınlandı.
* 1933 "Men livet lever" yayınlandı.
* 1934 10.000 Alman markı ödüle layık görüldü fakat kabul etmeyip Metal Goethe ödülünü almayı tercih etti.
* 1935 Almanya ve Fransa'yı gezdi.
* 1936 "Ringen Sluttet" yayınlandı.
* 1938 İtalya ve Yugoslavya'yı gezdi.
* 1939 Sekseninci yaşı tüm dünyaca kutlandı. Fakat ikinci dünya savaşı başladı.
* 1940 Alman birlikleri Norveç'i işgal ettiler.
* 1941/1942 Alman hayranları onu baskıdan kurtardılar.
* 1943 Hitler ile görüştü.
* 1944 Norveçlileri Alman cezalarından korumaya çalıştı.
* 1945 Alman birlikleri Norveç'ten çakildi.
* 1946 Bakımevine yattı.
* 1949 /1951 hastalandı ve durumu kötüleşti.
* 1952 Knut Hamsun banyosunda ölü bulundy. Nørholm şehrine yakıldı.[5]

Türkçe'ye çevrilen yapıtları

* Açlık,
* Pan,
* Göçebe
* Victoria,
* Rosa,
* Gizemler,
* Hilâlin Altında,
* Segelfoss Kenti,
* Toprağın Bereketi,
* Otların Bürüdüğü Patikalarda.
* Sonbahar Yıldızları Altında
* Dünya Nimeti

Knut Hamsun Festivalleri

* Hamarøy 2006
* Hamarøy 2004
* Hamarøy 2002
* Hamarøy 2000

* Grimstad 2007
* Grimstad 2006
* Grimstad 2005
* Grimstad 2004
* Grimstad 2003
* Grimstad 2001

* Lom 2005
* Lom 2003

* Melbu 2007
* Hamarøy 11.04.2007
* Hamsunsenteret, Oslo 05.03.2007
* Oslo,16.09.2006
* Milano 2005
* Georgia 2005
* Tromsø 2003

Armand Prudhommejohn SteinbeckAleksandr İsayeviç SoljenitsınClaude SimonFrans Eemil SillanpääSamuel Josef AgnonSelma LagerlöfSeamus HeaneyJosé SaramagoSalvatore QuasimodoSalvatore QuasimodoNelly SachsBertrand RussellRomain RollandRabindranath TagorePär Fabian LagerkvistHenrik PontoppidanHarold PinterPatrick WhiteBoris Leonidoviç PasternakPablo NerudaOrhan Ferit PamukOdisseus ElitisOctavio PazNecib MahfuzGabriel José de la Conciliación García MárquezToni MorrisonGabriela MistralFrederic MistralMihail Aleksandroviç ŞolohovPaul Thomas MannLuigi PirandelloSinclair LewisDoris LessingJoseph Rudyard KiplingKenzaburō ŌeJoseph BrodskyJaroslav SeifertIsaac Bashevis SingerImre KertészHenri-Louis BergsonErnest Miller HemingwayHarry Edmund MartinsonKnut Hamsun ~ Edebiyat Öğretmenim -Edebiyat Dersi